‘Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ adı altında kurulan açılım komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında 15. kez toplandı. Toplantının ilk oturumunda, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3), Genç Barış İnşacıları Derneği, Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor), Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) temsilcileri dinlendi.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
‘ÇÖZÜM İMAN KARDEŞLİĞİNİNİ İHYASINDA’
AGD Genel Başkanı Salih Turhan, “Uludere Olayı ve 6-8 Ekim olayları gibi olaylar toplumsal yarayı derinleştirmiştir” dedi. Turhan, “Meseleyi kardeşlik zemininde ele almak dış müdahaleleri bertaraf etmekte en sağlam yol olmalıdır” dedi.
T24’ten Ceren Bayar’ın haberine göre, Anadolu Gençlik Derneği’nin gençlerle yaptığı araştırmanın sonuçlarına dair bilgi veren Turhan, “Kendinizi nasıl tarif ediyorsunuz?” sorusuna gençlerin “Hem Türk hem Müslüman” yanıtını verdiğini anlattı. Turhan, “Çözüm, kimliklerin inkarında değil iman kardeşliğinin ihyasında aranmalıdır” diye konuştu.
‘ANADİLDE EĞİTİM, YERLEŞİM YERLERİNİN ESKİ İSİMLERİNİN YENİDEN VERİLMESİ…’
Araştırmaya katılan gençlerin yarısından fazlasının “Kürt sorununun varlığını kabul ettiğini” savunan Turhan, bu sorunun çözümüne dair beklentinin yüksek olduğunu öne sürdü. Turhan, “Çözüm içimin umuda açıklar ama tereddütleri var” dedi.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Turhan, AGD’nin anadilde eğitim önündeki engellerin kaldırılması, yerleşim yerlerinin, şehirlerin eski isimlerinin yeniden verilmesi, bölgede istihdamın artırılmasına dönük çalışmalar yapılması gibi öneriler sundu.
‘ÖCALAN BU KOMİSYON TARAFINDAN DİNLENMİŞ OLSAYDI…’
Komisyonda konuşan Genç Barış İnşacıları Derneği’nden Rona Şenol, süreç ilerlerken yayılan yanlış bilgiler ve süreç karşıtı propagandalar olduğunu iddia etti. Öcalan’ın Demirtaş’ın serbest kalmasını istemediği, Kürtlerin özerklik talebi olduğu gibi haberlerin zaman kaybettirdiğini ve odak kaydırdığını söyleyen Şenol, “Siyasi irade gösterilmiş ve somut adımlar atılmış olsaydı, örneğin yukarıdaki örneklerde Demirtaş’ın serbest bırakılması sağlanmış ve Öcalan bu Komisyon tarafından bir şekilde dinlenmiş olsaydı her iki iddianın da yanlış olduğu birinci elden teyit edilmiş olacaktı” diye konuştu.
‘MÜFREDAT DEĞİŞTİRİLSİN, TARİH EĞİTİMİNE KÜRTLERİ KAPSAYAN GÜNCELLEME GELSİN’
Şenol, ilköğretim çağındaki öğrenciler için müfredata barış, insan hakları ve birlikte yaşama dair içerikler eklenmesini, ilerleyen yıllarda ise tarih eğitiminin Kürtleri de kapsayacak şekilde güncellenmesini önerdi.
‘GENÇLER BU KOMİSYONA VE SÜRECE GÜVENMİYOR’
Türkiye Gençlik Örgütleri Forumu (GOFOR) Genel Koordinatörü Hasan Oğuzhan Aytaç, “Gençler bu sürece ve bu komisyona güvenmiyor. Gençler ve siyaset kurumu arasındaki güven ilişkisi maalesef bitmiş” diyerek sözlerine başladı.
Birinci barış sürecine katkı sunan insanların yargılandığını söyleyen Aytaç, “Biz burada kendimizi güvende hissetmeyerek konuşacağız” dedi.
TÜGVA: ‘300 BİNİ AŞAN ÜYEMİZLE ÇALIŞMAYA HAZIRIZ’
Komisyonda, TÜGVA adına Vakıf Başkan Yardımcıları İsmail Hakkı Karagüzel ve Tuba Arslan da konuştu.
Anka’nın haberine göre Tuba Arslan, bugün burada sadece bir güvenlik meselesini değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde ortaya konan bir gelecek ideali olan “Terörsüz Türkiye” vizyonunu konuşmak için bir araya geldiklerini söyledi. Arslan, şunları kaydetti:
“Sayın Cumhurbaşkanı’mızın önderliğinde gelişen savunma sanayi atılımlarımız, güçlü ordumuz ve buna bağlı olarak uluslararası ilişkilerde pekişen küresel belirleyici aktör rolümüz şüphesiz ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ile birlikte harmanlandığında bizlere yeni bir çağın, huzur ve refah çağının kapılarını aralıyor. Cumhurbaşkanımız bu çağın adını ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak ilan etmiş ve bu vizyonu özellikle gençlere emanet etmiştir. Buradan hareketle Türkiye, terörle mücadelede sadece teknik, güvenlik boyutunda değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve kültürel güçlenme boyutunda da örnek bir ülke olma yolundadır. Bu noktada sivil toplumun özellikle de gençlik ve aile odaklı kurumların üstlendiği rol çok değerlidir. Biz TÜGVA olarak gençliği korumanın sadece onlara zararlı ideolojilerden uzak tutmakla değil, aynı zamanda değerleriyle, kimliğiyle, inancıyla güçlü fertler haline getirmek de mümkün olduğuna inanıyoruz.”
TÜGVA olarak 81 il 605 ilçede, ortaokul, lise, üniversite, kadın ve aile, çalışan gençlik, inovasyon gibi alanlarda yaptıkları çalışmalarla dolaylı olarak aslında “Terörsüz Türkiye”, terörsüz, refahı yüksek bir Türkiye sürecine hizmet etmek için çalıştıklarını anlatan Arslan,”Devletimizin ve milletimizin daima yanında durduk. Durmaya da devam edeceğiz. Sayın başkanım siz her platformda gençliğin önemini, eğitimin, bilincin ve dayanışmanın değerini vurguluyorsunuz. Bu vizyon bizlere yol gösteriyor. Biz de bu vizyon doğrultusunda terörsüz bir Türkiye hedefine yalnızca güvenlik değil bilgiyle, sevgiyle ve kardeşlikle katkı sunma gayretindeyiz” dedi. Arslan, 81 il teşkilatında yer alan avukat, hukukçu, sosyolog, psikolog, öğretmen katılımcılarla, genel merkezin yönetiminde bir çalışma grubu oluşturduklarını, bu grupta detaylı şekilde çalışmalar yapmayı hedeflediklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Bu noktada da Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’muzun, Meclis’imizin çizdiği çerçevede, yol göstericiliğinde hem komisyonla hem de burada bulunan diğer sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle de birlikte 300 bini aşan üyemizle, 81 il teşkilatımızda çalışmaya hazır olduğumuzu bildirmek istiyoruz. Göstereceğimiz yolda bütün teşkilatımızda bir milyon aşan gönüllümüzle de bu süreçte aktif bir rol almak istiyoruz gençler olarak. Biz inanıyoruz terörsüz bir Türkiye, terörsüz bir Orta Doğu mümkün. Yeter ki biz sevgiyi, bilgiyi ve kardeşliği çoğaltalım. Yeter ki biz her genci, her aileyi, her insanı bu ortak hedefe inandıralım.”
‘TERÖRDEN ARINMIŞ BİR ÜLKE YARINLARINI PLANLAYAN BİR GENÇLİK DEMEKTİR’
TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Karagüzel de TÜGVA olarak, gençler için sosyal, milli manevi alanlarda çalışmalarını yürüttüklerini, gençleri ortak bir hedef etrafında buluşturduklarını söyledi. Terörsüz bir Türkiye’nin sadece güvenlik açısından değil, toplumsal, barış, eğitim, kültür ve kalkınma açısından da hayati önem taşıdığını belirten Karagüzel, “Bu süreçle birlikte özellikle gençler arasında ideolojik kutuplaşmanın azaldığını, yerine sosyal, kültürel, akademik faaliyetlerinin arttığını görüyoruz. Artık gençlerimiz tartışmalara değil, üretime ve geleceğe odaklanıyor. Üniversitelerde, liselerde ve gençlik merkezlerinde fikir üreten, mühendislik yapan, teknoloji geliştiren, kültür ve sanatla ilgilenen bir gençlik yükseliyor. Biz bu tabloyu ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin en somut kazanımı olarak nitelendiriyoruz. Çünkü terörden arınmış bir ülke yarınlarını planlayan bir gençlik demektir” ifadelerini kullandı.
‘GAYEMİZ BU MİLLETİ BİR ARADA TUTAN RUHU KORUMA DAVASIDIR’
Komisyonda söz alan Milli Türk Talebe Birliği Genel Başkanı Tahsin Başarı da Birliğin, kurulduğu günden bugüne, her türlü bölücülüğe, kardeş kavgasına, inançsızlığa ve kimliksizliğe karşı durduğunu söyledi. Milletimizin bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek adına ellerinden geldiğince katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Başarı, şöyle konuştu:
“Şüphesiz, en yüce gayemiz, bu milleti asırlardır bir arada tutan ruhu, bu ruhun mayasını ve bu mayayı oluşturan değerleri koruma davasıdır. Terörsüz Türkiye hedefi sadece güvenlik politikaları oluşturmak değil; her katmanında yeniden inşa edilmesi gereken bir bilinç meselesidir. Bizler inanıyoruz ki terörle mücadele sadece silahla değil, bilinçle; yalnızca güçle değil, ahlakla; yalnızca güvenlik tedbirleriyle değil, toplumsal dayanışmayla kazanılır. İşte tam da tarif ettiğimiz bu dayanışmayı ortaya koymak için yöntemleri konuşmak, engelleri aşmak ve neticede milletimizin sırtına küfe olan bu problemi kökten çözmek için buradayız.”
Bu toprakların tarih boyunca birçok medeniyetin, birçok dilin, birçok dinin ve daha nice birçok farklılığın üzerine inşa edilmiş nice birlikteliklere ev sahipliği yaptığını, bu zenginlik ve bu birlikteliğin, çeşitli şer odaklarının hedefi olduğunu söyleyen Başarı, şöyle devam etti:
“Bizler inanıyoruz ki, bu topraklarda iman oldukça, bilgi oldukça, merhamet oldukça, birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları sapasağlam oldukça hiçbir terör faaliyeti tutunamaz. Hiçbir fitne tohumu yeşeremez ve şer odaklarının hiçbir gayesi başarıya ulaşamaz.
İçeride bu birliği ve beraberliği temin ettikten sonra şüphesiz ki sesimiz, başta Filistin olmak üzere, dünya üzerinde ayrımcılık, katliam ve şiddet gören bütün toplumlar için daha gür çıkar. İnanıyoruz ki, bizler bu coğrafyanın evlatları olarak bir ve beraber olduktan sonra yalnız bu coğrafyada değil; dünyanın bütün coğrafyalarında şer odaklarının oyunlarını bozabilir, mazlum halkların elinden tutabiliriz. Milli Türk Talebe Birliği olarak bizler, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin ve adaletin hüküm sürdüğü yeni bir yüzyıl kurmaya hazırız. O halde: Başlasın terörsüz Türkiye. Başlasın, şer odaklarına karşı birlik içerisinde hareket eden milletimizin yüzyılı.”