MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün partisinin grup toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Bahçeli, tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında “Sayın Selahattin Demirtaş, hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” dedi.
İlişkili Haber
Bahçeli’den Selahattin Demirtaş açıklaması: ‘Tahliyesi hayırlı olacaktır’
Haberi görüntüle
DEMİRTAŞ VE KAVALA’YI ZİYARET EDECEK
Bahçeli’nin çıkışı siyaset gündemini hareketlendirirken AKP’nin kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’tan da hamle geldi.
Arınç, 11 Kasım Salı günü Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret edeceğini duyurdu.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Arınç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“… O günlerde yapılan haksızlıkların, organize bir şekilde söylenen ağır kırıcı sözlerin bir kul hakkı oluşturduğuna inanıyorum. Bu hak, ancak samimi bir özürle temizlenir. Eğer bir özür dilenirse, hakkımı helal ederim. Aksi halde bu hakkı öbür dünyaya da götürürüm. …”
Kasım 2020’de HaberTürk ekranlarında yaptığım bir konuşmada Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın yargı süreçlerine ilişkin düşüncelerimi açık yüreklilikle ifade etmiştim. “Tutukluluk cezaya dönüşmemelidir. Her iki isim de tahliye edilmelidir” dedim.
Bu sözleri o dönemde hukuki üstünlüğüne ve adaletin evrensel ilkelerine inanan bir siyasetçinin sorumluluğu içinde söyledim.
Ancak o açıklamanın ardından başta Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere pek çok kesimden hak etmediğim ağır ifadeler, yakıştırmalar, hatta iftiralar geldi. O gün bana ‘terörist’ diyenler, ‘hain’ diyenler oldu.
Bu saldırılar sadece şahsıma değil, vicdana ve adalet duyguuna sahip herkese yönelmişti.
‘BEŞ YIL ÖNCE BENİM DURDUĞUM NOKTADADIR’
O günlerde yaşananlardan dolayı Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa ettim. Çünkü ben inandığım doğruları savunmakla görevliydim. Bugün aradan beş yıl geçtikten sonra aynı sözleri, aynı çağrıyı bizzat o dönemde en sert eleştirileri yönelten Sayın Bahçeli’nin ağzından duymak beni şaşırtmadı ama düşündürdü.
Sayın Bahçeli’nin ‘yargı kararlarına uyulmalıdır’ şeklindeki bugünkü beyanı elbette kıymetlidir. Geldiği nokta beş yıl önce benim durduğum noktadır.
Ben yıllardır Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının mutlaka uygulanması gerektiğini söylüyorum. Bu bizim anayasal mükellefiyetimizdir.
Sayın Bahçeli’nin bugün bu noktaya gelmiş olmasını da önemli bir gelişme olarak görüyorum.
Ancak bu değişim o dönemde bana yöneltilen alır sözlerin üstünü örtemez.
O günlerde bizzat en tepeden başlayıp en aşağıya kadar organize bir şekilde hakaret dolu cümlelerle beni hedefe koyarak itibarsızlaştırdılar, kişilik haklarımı zedelediler ve bazı kesimlerde nefret objesi haline getirdiler.
‘EĞER BİR ÖZÜR DİLENİRSE HAKKIMI HELAL EDERİM’
Ben, kul hakkına büyük önem veren bir insanım. O günlerde yapılan haksızlıkların, organize bir şekilde söylenen ağır ve kırıcı sözlerin bir kul hakkı oluşturduğuna inanıyorum. Bu hak ancak samimi bir özürle temizlenir. Eğer bir özür dilenirse hakkımı helal ederim. Aksi halde bu hakkı öbür dünyaya da götürürüm.
11 Kasım Salı günü daha önce Adalet Bakanlığımızdan izin alarak planladığım bir ziyaret kapsamında Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret edeceğim.
Bu ziyaret, bir siyasi gösteri değil; insani ve vicdani bir duruşun ifadesidir. Dilerim ki o güne kadar adalet tecelli eder ve her iki ismi de cezaevinde değil, evlerinde, aileleriyle birlikte “geçmiş olsun” diyerek ziyaret ederim.
Bu süreçte bana yöneltilen ağır sözlerin, sadece bir kişiye değil, bir vicdana bedel ödettiğini hatırlatmak isterim.
O gün bana karşı yürütülen kampanya, sadece bir siyasi hesaplaşma değil; bir insanı, düşüncelerinden dolayı itibarsızlaştırma çabasıydı.
Bugün yaşanan gelişmeler, hakikatin er geç ortaya çıkacağını bir kez daha göstermiştir. Sözlerimi şu inançla bitiriyorum:
Adaletin terazisi şaşmaz, yeter ki elimizle eğip bükmeyelim.
Ve hiçbir siyasi hesap, bir kul hakkının üzerini örtemez.”
“
…O günlerde bizzat en tepeden başlayıp en aşağıya kadar organize bir şekilde hakaret dolu cümlelerle beni hedefe koyarak itibarsızlaştırdılar, kişilik haklarımı zedelediler ve bazı kesimlerde nefret objesi haline getirdiler.
…
Adaletin terazisi şaşmaz, yeter ki elimizle… pic.twitter.com/LpVJGEpTis
— Bülent Arınç (@bulent_arinc) November 5, 2025
‘ÖCALAN’LA GÖRÜŞÜRÜM’ DEMİŞTİ
Bülent Arınç, iktidarın “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı açılım süreci kapsamında Meclis’te kurulan komisyonun terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’la görüşmesi talebine ilişkin konuşmuştu.
“Risk alınmazsa başarı da gelmez. Başarı için risk almak gerekir” diyen Bülent Arınç, “Eğer kimse bu konuda gönüllü olmazsa, gerekirse İmralı’ya ben gider, Öcalan’la görüşürüm” demişti.
İlişkili Haber
AKP’den ilk gönüllü Bülent Arınç oldu: ‘İmralı’ya gider, Öcalan’la görüşürüm’
Haberi görüntüle