İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, TELE 1 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ile İmamoğlu’nun danışmanı ve kampanya direktörü Necati Özkan hakkında “casusluk” soruşturması başlatılmıştı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Soruşturma kapsamında Merdan Yanardağ gözaltına alındı, evinde ve TELE1 binasında polis tarafından arama yapıldı. “Ekrem İmamoğlu suç örgütü” ifadesi kullanılan savcılık soruşturmasının kilit ismi Hüseyin Gün olmuştu.
Hüseyin Gün adlı kişinin “yabancı ülkeler lehine ajanlık faaliyetlerinde bulunduğu, görüşmelerini gizliliğe riayet etmek amacıyla kriptolu telefonlar üzerinden gerçekleştirdiği, farklı ülkelerde gerçekleşen iç karışıklıkları finanse ettiği” ileri sürülmüştü.
KİLİT İSMİN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
YeniÇağ’dan Masum Gök’ün haberine göre; “Casusluk” soruşturmasının kilit ismi Gün’ün emniyetteki ifadesi ortaya çıktı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
İfadesinde, yaptığı görüşmeler hakkında not tuttuğunu belirten Hüseyin Gün, bu notların bazılarını kabul etti, bazılarını ise kabul etmedi. Kabul ettiği notların birinde İhlas Holding’in sahibi Ahmet Mücahit Ören’in de adı geçti. 17. Mart 2013 tarihli notun Türkçe tercümesinde “AMIS’ten sahte Twitter hesaplarıyla ilgili araştırma ve bilgi doğrulaması geldi” denildi.
Bu notu Hüseyin Gün El yazısı bana aittir. AMIS olarak belirtilen husus AMÖ yani TGRT’nin sahibi Ahmet Mücahit Ören’dir. Kendisinin ricası üzerine sahte Twitter hesabıyla ilgili araştırma yaptırmıştım. Bununla alakalı araştırmayı da kendisine göndermiştim diye açıkladı.
AKP’Lİ BAŞKANLA FUAT AVNİ GÖRÜŞMESİ İDDİASI
Hüseyin Gün’e FETÖ’den hakkında adli işlem olan Ramazan Demiryürek’le telefon irtibatı da soruldu. Ramazan Demiryürek’I tanımadığını söyleyen Hüseyin Gün daha dikkat çeken bir olayı anlattı. FETÖ’ya ait Fuat Avni adlı Twitter hesabıyla ilgili o dönemin AKP İstanbul Milletvekili, şimdi ise Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in kendisiyle görüştüğünü iddia etti.
Hüseyin Gün bu iddiasını şu sözlerle anlattı:
“17/25 Aralık sürecinden sonra sosyal medyada Fuatavni isimli sosyal medya kullanıcısı birtakım paylaşımlarda bulunuyordu. Bu sosyal medya kullanıcısının tespitini yapıp yapamayacağım konusunda Mehmet Sekmen isimli İstanbul milletvekili bana danışmıştı. Bunun sebebi de yazılım konusunda faal olmam açısındandı. Bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğünde ilgili kısma sunum yapmıştım. Devamında bu işlem gerçekleşmedi. Ramazan Demiryürek isimli şahsı tanımıyorum. Beni Emniyete davet eden şahıs bu olabilir diye düşünüyorum.”
‘FETÖ BENDEN PARA İSTEDİ’
FETÖ’nün şu an İngiltere imamı olan ve örgütte önemli bir kanadı tutan Mustafa Özcan da Hüseyin Gün’ün notlarından çıktı.
2012 tarihli notlar için Hüseyin Gün şöyle konuştu:
“Mustafa ÖZCAN isimli şahsı tanırım. Tanışıklığımız 2012 yılında bahar mevsimi aylarında Koray Şanlı isimli şahıs vasıtasıyla olmuştur. Koray Şanlı ile de Barış olarak geçen şahıs vasıtasıyla tanışmıştım. İlk tanışıklık kısmında gelirsek Seher Alaçam’ın tanımakta olduğu Barış ile bu konular gerçekleşmiştir. Barış isimli şahsı yanlış hatırlamıyorsam bilgisayar toptancısı olarak biliyordum. Devamında Koray Şanlı isimli şahıs bana, ‘Seni bir abimle tanıştırmak istiyorum’ dedi. İlk etapta bu kişinin kim olduğunu ismen söylemedi. Mustafa Özcan ile 1 ya da 2 kez yüz yüze görüştüm diye hatırlıyorum. Kendisinin ismini görüşme esnasında öğrendim. Görüşme İstanbul’da Sema isimli bir işyerinde gerçekleşti. Şirketlerinden ve Afrika ülkesinde yapmış oldukları faaliyetlerden bahsettiler. Anlattıkları şeylerde hem birlikte iş yapma hem de Afrika ülkesinde okul için yardım yapma isteğinde bulundular. Ben de kendilerine eğer ki bir yardım durumu olacaksa bunu devletimin resmi kurumları üzerinden gerçekleştiririm. Onun dışında herhangi bir yardım yapma gibi düşüncem yoktur. Ayrıca kendileri ile herhangi bir iş yapma niyetinde olmadığımı da belirttim.”
Ayrıca, Hüseyin Gün, Mustafa Özcan’la yaptığı görüşmeye ilişkin tam hatırlamadığını belirterek bir görüşmenin de Seher Alaçam’ın evinde gerçekleşmiş olabileceğini söyledi.
‘ORTA OKULDA İNGİLTERE’YE GİTTİM’
Hüseyin Gün emniyet ifadesinde kendisini şöyle tanıttı:
“1974 yılı Almanya doğumluyum. İlk orta öğrenimimi Mersin ilinde bulunan devlet okullarında okumakta iken orta 3 öğrenimim sırasında İngiltere ülkesine eğitim amaçlı gittiğim için İngiltere ülkesinde faaliyet gösteren Stoke Newinghton School’da tamamladım. Buranın eğitim masraflarını ailem Türkiye üzerinden gönderir ve ödemesini gerçekleştirirdik. 1991-1993 yılları arasında ise William Ellis School’da öğrenimime devam ettim. Takibi süreçte Üniversite Geçiş Sınavına girdim ve sınavda başarılı bir puan elde ettim. Bölüm olarak genetik mühendisliğini kazandım ve başarılı olmam sebebiyle İngiltere devleti eğitim giderlerimi karşıladı. Üniversite öğrenimi Queen Mary College isimli Londra şehrinde bulunan üniversite de tamamladım. Üniversite eğitimimi genetik mühendisliği alanında 1996 yılında tamamladım. Öğrenimimi tamamlamam akabinde Cenevre’de bulunan Kenwood Overseas S.A. isimli petrol alım-satım şirketinde işe başladım.
Bu iş yerinde işe başlama sürecim halihazırda ismini hatırlayamadığım Londra’daki üniversite bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine olmuştu. Hatta arkadaş grubu arasında gerçekleşen konuşmada İsviçre ülkesi Cenevre şehrinde bir şirketin personel aradığını duymam üzerine gerçekleşmişti. Ayrıca belirtmek gerekirse bu şirket petrol alım-satımı haricinde demir çelik alım satım ticareti gerçekleştiriyordu.
Burada bir yıl süreyle alım-satım personeli olarak çalıştım ve devamında ayrıldım. Ayrılmadan kısa bir süre önce Amerika Birleşik Devletleri menşeii Merrill Lynch Bankasından iş teklifi aldım. Bu iş teklifi Londra şubesinde bölüm başkanı olan William Schroder isimli şahıs tarafından gerçekleşmişti. Kendisi beni bir arkadaş grubundaki tavsiye üzerine bulmuştu.
Bu bankanın Londra şubesinde yatırım bankacısı pozisyonunda işe başladım. İşe başladıktan 6 ay kadar süre sonra hem Amerika Birleşik Devletleri, hem de İngiltere SPK’sı tarafından lisansımı aldım ve Londra şubesinin başkan yardımcısı pozisyonuna yükseldim.
İşten ayrıldığım süreç olan 2001 yılı sonlarında aynı pozisyonda iken, Head Hunter olarak tabir edilen, yani şirketler için uygun pozisyonda üst düzey yönetici veya personel bulan bir şirket vasıtasıyla Fransa ülkesi menşeii olan Credit Agricole isimli bankanın Londra şubesinde 2002 yılı başlarında kıdemli başkan yardımcısı olarak işe başladım. Yaklaşık 2 yıla tekabül etmek üzere aynı pozisyonda görev aldım. Çalışmış olduğum işyerlerinden kazandığım ücretleri kendime sermaye yaptım ve bu sermaye ile İngiltere ülkesinde Avicenna Capital isimli yatırım firmasını kurdum.”
TANIŞMA AZERBAYCAN ETKİNLİĞİNDE OLUYOR
Hüseyin Gün olayında en çok merak edilen olay Seher Alaçam’la kurduğu ilişkiydi. Başsavcılık Hüseyin Gün’ü Ümit Deniz Alaçam’ın üvey babası olarak tanıttı. Hüseyin Gün ise Seher Alaçam’ın manevi annesi olduğunu söyledi. Bu durum kafaları karıştırdı. Hüseyin Gün, Seher Alaçam’la tanışmalarının bir Azerbaycan etkinliğinde olduğunu belirterek, “Seher Alaçam ile tanışıklığım 2004 yılında Türkiye’de gerçekleşen Azerbaycan ülkesi ile ilgili bir finans konferansında gerçekleşmişti. Seher Alaçam o dönemde Türkiye’nin en büyük reklam şirketlerinden biri olan Sun Ajans Reklam Ltd. Şirketinin sahibi idi. Ümit Deniz Alaçam’ın ifadesinin aksine ben o dönemde herhangi bir iş teklifinde bulunmadım. Hatta Seher Alaçam bana, beraber iş yapabiliriz, potansiyelinin farkındayım, yurtdışında finans sektöründe kuvvetli yatırımcı olduğumu hissettiğini belirterek iş yapabilir miyiz şeklinde söylemi oldu. Hatta Azerbaycan ülkesinde tanıdıklarının olduğunu söyleyerek burada iş yapma niyetinde olduğunu belirtti. Sonuçta yatırımcı olduğum için fırsat olabileceğini düşündüm ve bakalım şeklinde söyledim. Takibinde Azerbaycan ülkesine birlikte gittik. Burada bir banka alma düşüncesiydik fakat gerçekleşmedi. Burada yatırımla alakalı devlet erkanıyla görüştük ve herhangi bir sonuç alamadık. Ümit isimli şahıs Avicenna Capital ve Avicenna Holding isimli işyerlerini Seher ALAÇAM isimli şahıs ile birlikte kurduğumuzu belirtmiştir ama şirketi ben kurmuştum ve tam hatırlamamakla birlikte yukarıda belirttiğim gibi kendisi yüzde 20 – yüzde 25 civarında bir hisse sahibi olabilir” dedi.
ALAÇAM ‘AJAN’ DEDİ, GÜN ‘UYUŞTURUCU BAĞIMLISI’
Hüseyin Gün’ün ifadesinden Seher Alaçam’ın ölmesinden sonra Ümit Deniz Alaçam ve Hüseyin Gün’ün aralarının bozulduğu anlaşılıyor. Ümit Deniz Alaçam 2 Mart 2025’te 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak, Hüseyin Gün’ün ABD, İsrail ve yabancı istihbarat örgütlerine casusluk yaptığını, annesinin evinde yazılı dosyalar ve kriptolu telefon bıraktığını gerekirse bunları da teslim edeceğini söyledi. Bunun üzerine 6 Mart 2025 tarihinde Ümit Deniz Alaçam’ın bilgi sahibi sıfatıyla ifadesi alındı ve evdeki Hüseyin Gün’e ait materyalleri verdi.
Ümit Deniz Alaçam ifadesinde özetle şöyle dedi.
“Hüseyin Gün Cellcrypt adlı kritpo yazılım programını devlet yetkililerine pazarlayarak onların telefonlarına sızıp gizli bilgileri almaya çalıştı.
Azerbaycan’da turuncu devrim döneminde muhalif grupları destekledi.
Özbekistan’da muhalifleri destekledi.
Soros’un Açık Toplum Vakfı’ndan finansman desteği istedi.
Türkiye’deki ABD, İsrail ve Kanada büyükelçileriyle samimiydi.”
Bu ifadeler ve teslim ettiği belgeler üzerinde 3 Temmuz 2025 tarihinde Hüseyin Gün gözaltına alındı.
Hüseyin Gün ifadesinde Ümit Deniz Alaçam’ın dile getirdiği iddiaları reddederek Ümit Deniz Alaçam’ın uyuşturucu bağımlısı olduğunu şu sözlerle dile getirdi:
“Bir dönem Seher Alaçam, Ümit Deniz Alaçam’ın yaşamış olduğu problemler, uyuşturucu kullanması gibi sebeplerden akıllanmaması, yurtiçi ve yurtdışı hastanelerde uyuşturucudan kurtulma amaçlı tedavi görmesine rağmen devam etmemesi gibi sebeplerden, bana hitaben ‘Ümit senin yanında ya da ayarlayacağın bir pozisyonda işe başlasın. En azında bu olaylardan kurtulur. Sen ona abilik yap’ demişti. Fakat, kendisini işe almama rağmen bir kaç gün gibi kısa sürede geldi ve devamında hiç işe gelmemişti.”