“Türkiye’de birçok kalemde Amerikan mallarının vergisiz alımı ve yerli piyasamıza sürülmesi kabul edilmiş. Ayrıca bizi en çok hayrete düşüren konu, ülkemizde bulunan nadir toprak elementlerinin işletme tekelinin Amerikalılara verilmesinin gündeme gelmesi” diyen Tan, “Bu konunun takibindeyiz. İnceleyip araştıracağız.
İddialar gerçekse, bu durum ülkemiz adına büyük bir felaketi barındırıyor. Böyle bir karar, bize göre kapitülasyondur ve bu vahim konuda ilerleyen günlerde başınızı daha çok ağrıtacağız” ifadelerini kullandı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Namık Tan’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın ilgili bölümü şöyle:
“Bugün uluslararası ilişkilerde Netanyahu’nun eylemlerinde onu en sıkı destekleyen, kendisine adeta bir kalkan görevi üstlenen lider kim diye sorsam, hepiniz bunun ABD Başkanı Donald Trump olduğunu biliyorsunuz.
Trump, Gazze Şeridini bir “tatil rivierası yapacağız” deme cüretini göstererek, bütün dünya kamuoyunu dehşete düşüren bir siyasetçi… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise, Trump’ın bu utanç verici söylemlerine karşı tepkisi son derece cılız. Gazze’de yaşananlara tavır koyacaksak, öncelikle Erdoğan’ın Trump’a karşı bu aşırı yumuşak, hatta teslimiyetçi tavrını bırakması gerekiyor.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Erdoğan Beyaz Saray’da mevkidaşı ile görüşeli henüz 13 gün oldu. Görüşmenin yankıları hâlâ sürüyor.
Konuyla ilgili yazılıp çizilenlere baktığımızda görüyoruz ki, Türkiye, ABD’den herhangi bir kazanç sağlayamamış – en azından taleplerine karşılık bulmayı henüz garantileyememiş…
Fakat, Türkiye’de birçok kalemde Amerikan mallarının vergisiz alımı ve yerli piyasamıza sürülmesi kabul edilmiş.
Ayrıca bizi en çok hayrete düşüren konu, ülkemizde bulunan nadir toprak elementlerinin işletme tekelinin Amerikalılara verilmesinin gündeme gelmesi. Bu konunun takibindeyiz. İnceleyip araştıracağız.
İddialar gerçekse, bu durum ülkemiz adına büyük bir felaketi barındırıyor.
Böyle bir karar, bize göre kapitülasyondur ve bu vahim konuda ilerleyen günlerde başınızı daha çok ağrıtacağız, bilesiniz…
İçinizde Osmanlı geçmişimize hayran olan arkadaşların bulunduğunu biliyor, elinde olsa Osmanlı’yı yeniden hayata döndürme hayalleri kuranların da olduğunu görüyoruz.
Bu işi o kadar benimsemişsiniz ki, Osmanlıların yaptığı gibi bolca kapitülasyon vermekten de çekinmiyorsunuz.”
NE OLMUŞTU?
Bloomberg, Türkiye’nin Beylikova’daki nadir toprak elementleri konusunda ABD ile iş birliği arayışına girdiğini, Erdoğan-Trump görüşmesi sonrası temasların hızlandığını yazmıştı. Veryansın Tv Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay, Beylikova’da çıkan orman yangınının tesadüf olmadığını, ABD Başkanı Trump’ın bölgedeki nadir toprak elementlerine göz diktiğini aylar önce anlatmıştı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de partisinin grup toplantısında, Eskişehir Beylikova Nadir Toprak Elementleri (NTE) sahasının ABD’ye devredileceği konusunu gündeme getirerek, “Yalvarıyorum, Erdoğan’a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Sattırmamalıyız. AK Partililere de çağrımdır. MHP’lilere de çağrımdır. Millete şikayet ediyorum. Nadir elementler Türkiye’nin geleceğidir. Trump’a verilemez. Sahip çıkalım, sattırmayalım” ifadeleriyle tepki göstermişti.
DMM’DEN AÇIKLAMA
Son olarak Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), “Eskişehir Beylikova Nadir Toprak Elementleri (NTE) sahasının ABD’ye devredileceği” iddialarını yalanladı; çalışmaların yerli ve millî imkânlarla yürütüldüğü, Eti Maden’in pilot tesisinin faaliyette olduğu ve endüstriyel üretim hazırlıklarının Türkiye’nin tam egemenliği doğrultusunda sürdüğü vurgulandı. CHP lideri Özgür Özel konuyu Meclis’e taşımış, “Erdoğan’a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz” demişti.
DMM, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Beylikova NTE sahasının Türkiye madencilik tarihinin en stratejik keşiflerinden biri olduğunu belirtilerek; söz konusu iddiaların Türkiye’nin stratejik maden politikalarını hedef alan “manipülatif girişimler” olduğunu belirtti. Kamuoyunun resmî açıklamalara itibar etmesi, dezenformasyon içeren paylaşımlara “prim verilmemesi” istendi.