CVP lideri Serkan Öz ‘Erdoğan’a hakaret’ iddiasıyla hakim karşısında: Niyetimiz Cumhuriyet’i ve vatanı savunmak!

MERVE DUMAN / VERYANSIN TV

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi (CVP) Genel Başkanı ve Veryansın Tv programcısı Serkan Öz, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla hakkında açılan davada hakim karşısında çıktı.

Serkan Öz’e destek olmak için çok sayıda kişi adliyeye geldi.

63. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Serkan Öz ve taraf avukatları hazır bulundu.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Yurdun dört bir yanından gelen CVP üyeleri, Veryansın Tv ekibi, Gazeteci Recep Canpolat, emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, emekli Astsubay Taner Baş, Gazi İdris Tuğunmuş, tutuklu bulunan emekli albay Orkun Özeller’in avukatı Doğukan Kozan ve yakınları duruşmayı takip etti.

‘REFLEKS GÖSTERDİK’

Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Öz, sözlerine Veryansın Tv’de yapılan programlarda daha önce Erdoğan’a “diktatör” demediğini işaret ederek başladı.

Erdoğan’ın Şırnak’ta düzenlediği mitingde “Bölücü terör örgütü tek parti faşizmi ile bu topraklarda kurulmaya çalışılan zulüm düzeninin sürmesi için ülkemizin başına bela edilen bir araçtır. Devletin hataları elbette olmuştur” dediğini hatırlatan Öz, söz konusu konuşmanın çözümlenmesini ve incelenmesini talep etti.

Bu sözlerden Erdoğan’ın, Atatürk ve Cumhuriyet’in kurucu kadrosuna “diktatör” ve “faşist” dediğinin anlaşıldığını belirten Öz, “Veryansın Tv’de bir kimliğin ötesinde, doğduğumuzdan beri kodlamalarla Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü Türk milletinin ortak iradesi olarak tanımladık” ifadelerini kullandı.

‘HİÇBİR MAKAM CUMHURİYET’E SALDIRMA YERİ OLMAMALI’

Öz; Erdoğan’ın, kurucu iradeyi “terörün kaynağı” olarak gösterdiğini, “diktatör” ve “faşist” sözlerini kurucu iradeyle bağdaştırdıklarını işaret edip “Siyasi refleks gösterdik” dedi.

“Hiçbir makam, Cumhuriyet’e saldırma yeri olmamalıdır” ifadelerini kullanan Öz, “Erdoğan bu sözleri kurucu kadroya demediyse bizim söylediklerimizin de karşılığı yoktur” diye konuştu. Öz, Erdoğan’ın sözlerinin ardından “CHP’nin ağzını açamadığını” da söyledi.

Öz, “Niyetimiz cumhurbaşkanına hakaret değil, Cumhuriyet’i ve vatanı savunmaktır” diyerek sözlerini noktaladı.

Suçlamaları reddeden Öz, beraatini istedi.

‘SİYASİ ELEŞTİRİ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ AŞAN BİR YANI YOK’

Daha sonra söz alan Serkan Öz’ün avukatı Ersan Barkın da “Müvekkilimin konuşmalarının içinde var olan, cumhurbaşkanıyla uzaktan yakından alakası olmayan ‘Kapısında it olamazsın’ sözünün suçlamalara konu olması kabul edilemez” diye konuştu.

“Öz, siyasi parti genel başkanı olmasaydı ‘diktatör’ kelimesinin hukuken ‘hakaret’ suçunu oluşturmayacağına” dikkat çeken Barkın, “siyasi parti genel başkanlarının çok daha ağır eleştirileri birbirlerine yönelttiği bir ülkede yaşadığımızı” vurguladı.

Barkın, “Aynı zamanda bir gazeteci olan müvekkilimin kullanmış olduğu sözlerin siyasi eleştiri ve basın özgürlüğünü aşan herhangi bir yanı yok” ifadelerini kullandı.

“Cumhurbaşkanının sözlerinin kurucu iradeye yönelik olup olmadığını değerlendiremeyiz. Ancak bu sözlerin dosyaya kazandırılması müvekkilimin ortaya koyduğu minvalin, Cumhurbaşkanı’nın Cumhuriyet devrimine yönelik sözlerine bir tepkiden ibaret olup olmadığını değerlendirmek zorundayız” diyen Barkın, Serkan Öz’ün hiçbir gerekçe yokken Erdoğan’a ‘sen faşiştsin, diktatörsün’ demediğini, Erdoğan’ın Şırnak mitinginde bu ülkeyi kuran kurucu kadroları faşistlik ve diktatörlükle itham eden sözlerine karşılık verdiğini vurguladı.

Barkın, Erdoğan’ın Şırnak konuşmasının dosyaya kazandırılmasını da talep etti.

‘KİŞİYİ KÜÇÜK DÜŞÜRECEK NİTELİKTE’

Erdoğan’ın avukatı ise “Öz’ün cumhurbaşkanına hakaret kastı olmadığı savunmasına itibar edilmemesi” gerektiğini savundu.

Öz’ün sözlerinin “kişiyi küçük düşürecek nitelikte olduğunu” öne süren avukat, Erdoğan’a hakaret edildiğini iddia etti.

Erdoğan’ın avukatı, ifade özgürlüğünün mutlak bir hak oluşturmadığını savunup Öz’ün cezalandırılmasını talep etti.

DAVA ERTELENDİ

Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Erdoğan’ın sözlerinin incelenip dosyaya eklenmesi talebini reddetti.

Dava, 10 Mart saat 9:30’a ertelendi.

‘CUMHURİYET ÇOCUĞU OLARAK KOYMAMIZ GEREKEN REFLEKSİ KOYDUK’

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan Öz, “Cumhuriyet çocuğu olarak koymamız gereken refleksi koyduğumuzu ve bu onuru taşıdığımızı ifade etmek istiyorum. Buraya gelen Cumhuriyet’in çocukları, kadınları ve adamları, bize verilen kavganın nasıl güzel bir iklim yarattığını, Türk milleti dediğimiz Türk milli şuuru dediğimiz iradenin burada toplandığını görmek onur vermiştir” ifadelerini kullandı.

Vatandaşlar; “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Vatan sana canım feda” ve “Ne mutlu Türk’ün diyene” sloganlarıyla Serkan Öz’e destek oldu.

NE OLMUŞTU?

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Mart 2024’te Şırnak’ta düzenlediği mitingde, PKK terör örgütü ile eş değer tuttuğu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Şef İsmet İnönü’yü “Bölücü terör örgütü, tek parti faşizmi ile bu topraklarda kurulmaya çalışılan zulüm düzeninin sürmesi için ülkemizin başına bela edilen bir araçtır. Devletin hataları elbette olmuştur. Ama bölücü örgüt aleni bir ihanetin hepimizi birden hedef alan karanlık bir senaryonun maşalığını yapmıştır. Son 21 yılda gerçekleştirdiğimiz demokrasi ve kalkınma devrimi ile içerideki ve dışarıdaki tüm unsurlarıyla biz işte bu sinsi oyunu bozduk. Şimdi de güney sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenlik koridoruyla etrafımızdaki ateşin ülkemize sıçramasını önlüyoruz. Bu seviyeye gelmek kolay olmadı. Çok fedakarlık yaptık. Yıllarca ülkemizi pazar, insanımızı ucuz insan gücü olarak görenler şimdi bizim pazarımız haline dönüştü. Oyunu tersine çevirdik. Kardeşliğimize sahip çıkarsak, fitne sokmak isteyenlere fırsat vermezsek, emin olun daha fazlasını gerçekleştireceğiz. Siz bakmayın felaket tellallığı yapanlara, Türkiye’nin önü de ufku da açıktır. Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır” sözleriyle hedef almıştı.

SERKAN ÖZ’DEN TARİHİ CEVAP

Serkan Öz, Erdoğan’a Veryansın Tv ekranından yanıt vererek, şu tarihi konuşmayı yapmıştı:

“Recep Tayyip Erdoğan dönüyor dönüyor, “tek parti faşizanlığı, tek parti faşizmi” diyerek, direkt Mustafa Kemal’e “faşist” diyor. Şimdi ben de şöyle bir meydan okuma yapıyorum. Allah büyük, bakalım. Faşistin Allah’ı da sensin, diktatörün kralı da sensin Recep Tayyip Erdoğan. Kim bu topraklarda kurucu iradeye, Cumhuriyete ve Mustafa Kemal’e faşist tanımlaması yapıyorsa, buradan çamur atma ve kirletmeye giriyorsa Cumhurbaşkanı değil memleketin neyi olursan ol, sana diyeceğim şudur: Türk mahkemeleri açık olsun. Bakın, bu Cumhurbaşkanı bir şey diyeni aldırttırıyor ya… Şimdi diyorum ki: Serkan Öz, kurumsal ilişkilerden bağımsız, hepsinden bağımsız… Faşistin kralı sensin Recep Tayyip Erdoğan. Diktatörün kralı sensin Recep Tayyip Erdoğan. Mustafa Kemal Atatürk’e “faşist” diyen adam, Türk topraklarının Türk kanını taşımayan adamdır.

‘SALDIRI YAPIYORSUN’

Niye faşist dersin biliyor musun? Senin zoruna giden hikaye nedir? Çünkü egemenlik Türk milletine geçmiştir o “tek parti” dediğin dönemde. Çünkü siyasal tarihten bağımsız, siyasal tarihten koparılmış, tüm dünya tarihinden koparılmış bir tanımlama yaparak Türk milletine takla attırmaya çalışıyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun? Zamanın Avrupa’sında, Almanya’sında, İtalya’sında, Portekiz’inde bilmem neyinde… Çok partili, demokratik, bilmem çağdaş hukuklar falan filan vardı o tarihlerde. 23-38 arası SSCB’de, Çin’de büyük demokrasiler vardı, Türkiye’de tek parti yönetimi, diktatörlük faşizmi vardı diyorsun değil mi? Zerre kadar tarihten haberi olmayacak bir insanın cümlesi olsa, derim ki: “Tamam, tarihten habersiz söylüyor.” Ama sen özellikle Cumhuriyete, Türk milletine ve Mustafa Kemal’e saldırı yapıyorsun.

‘CUMHURBAŞKANLIĞI CUMHURİYETE SALDIRI MAKAMI DEĞİLDİR’

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamını alıp da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırı makamı değildir; Mustafa Kemal Atatürk’e faşist deme makamı Cumhurbaşkanının işi olamaz. AYM, Yargıtay, Başsavcısı… Burada dava açmayan başsavcılık önünde sonunda Türk mahkemelerinde yargılanacaktır. Mustafa Kemal’e faşist diyor, “tek parti faşizmi” bilmem ne. Dönüp dönüp bunu diyor. Hikayeyi buradan kuruyor. Senin ağababaların, padişahların, Vahdettinlerin, bilmem nelerin dünyada demokrasi dağıtıyordu da, o Osmanlı’da 1800’den sonraki yarı sömürge şekline giren Osmanlı’da bütün memleketin “tek partisi bilmem nesi” dediğin hikâye, elçiliklerin, elçilerin memlekette padişahtan daha güçlü olduğu yarı sömürge zamanına bir tane cümlen yok.

‘DÜNYA TARİHİNİN EN BÜYÜK DEVRİMLERİNDEN BİRİNİ YAPMIŞ MİLLETİ ‘FAŞİZM’LE SUÇLUYORSUN’

Halifelikten, krallıktan, padişahlıktan alıp da bir vatan yapan, Türk milletine beraber bir kader birliği, bir tarih, bir şanlı dünya tarihinin en büyük devrimlerinden birini yapmış bir milleti faşizmle suçluyorsun he… Faşizmin babaları, kralları, diktatörlüğün kralları senin taptığın adamlar “muteber”. Çünkü tarihsel olgudan kopuk söylüyorsun. Biz demiyoruz ki: “Osmanlı’nın şu şu padişahları faşistti.”

Devlet nereden kuruldu? Üretim araçları… Bir tarih, bir felsefe okur insan. “Adem Havva geldi, parlamento rejimi kuruldu, çok partili siyasal rejime geçtik” böyle mi tarih okudun? İnsanlık tarihinin ilkel, feodal dönemden kapitalist sisteme kadar gelen hikayesini hiç mi okumadın? Fransız Devrimi, Orta Çağ, İngiliz Devrimi bilmem ne… Nerelerden geldi bu hikaye? Bu hikayenin en büyük devrimci atılımını yapan ve Türk milletine egemenliği alan, her yerimizi borçlandırmış, esir etmiş Osmanlı’dan kopartıp millileştiren, kamulaştıran, demiryolundan fabrikasına kadar yapan, ayağa kaldıran ve seni de bugün kapı kulu olmaktan kurtarıp Cumhurbaşkanlığı yaptıran Cumhuriyete “faşizm” diyeceksin, he?

‘O MAHKEMEDE KONUŞACAĞIZ!’

Ve ben de sana açık açık söylüyorum: Türk mahkemeleri! Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT’ine mi, savcına mı söylüyorsun? Serkan Öz’ü aldırın, mahkeme bir karar versin. Faşist kim? Mustafa Kemal Atatürk mü, Recep Tayyip Erdoğan mı? Ve mahkeme kararına göre refleks verelim. Anayasal zemini koruyacak, meşruluğumuzu koruyacak. Türk mahkemesi çıksın, faşizmin tanımını yapsın ve rolünü koysun. Faşizm kimdir, diktatör kimdir? Kimler bu anayasaları, meclisleri çiğnemektedir, kimler buranın pazarını yapmaktadır? Çıkart beni mahkemeye ver! Bir telefonunla, bir adamınla olacak şekilde. Kapıdan çıkmadan aldırttır. Kudretin var. Bir çıkalım, Allah da bize nefes versin, o mahkemede konuşacağız.

‘HESAP VERECEKSİN’

Faşist kimmiş? Ne lan? Ağzınıza pelesenk yaptınız. Mustafa Kemal’e “faşist faşist”. Lan tüy olamazsın. Kapısında it olamazsın, it! Namuslu olun, namuslu! Milleti millet yapan ortak değerlere bugün milleti bütünleştiren temsil makamında oturan, Cumhuriyetin, Türk milletinin temsili olan yer. Mustafa Kemal’e kurucu önderliğe “faşizm” diyor ve buna hepimiz sessiz kalıp normalleştiriyoruz. Türk mahkemelerinde de tarih önünde hesap vereceksin. Ne sanıyorsun sen? Mustafa Kemal’in evlatları ne sanıyorsun? Senin etin, budun, gücün, tarikatın, cemaatin yeter mi Mustafa Kemal’i “faşist” tanımlamaya?

‘TÜRK ÇOCUKLARI KALKMAZ MI AYAĞA?’

O Türk çocukları kalkmaz mı ayağa? Hodri meydan Erdoğan! Faşizmi Türk mahkemeleri yargılasın. Mustafa Kemal’e faşist tanımlaması yapacak Türk mahkemesi olabilecek mi? Mahkeme çıkartsın Serkan Öz’ü mü tutuklayacak? Bunu söyleyen Erdoğan’a Türkiye Cumhuriyeti’ni çökertmekten bir dava mı açacak? Geldiğimiz yere bak… Mustafa Kemal’e durup durup “tek parti faşizmi, diktatörlük bilmem ne” iki saat konuş konuş bok at…

‘TÜRK’Ü ASLAN YAPMIŞ ÖNDERLİĞE ‘FAŞİZM’ DİYECEKSİN…’

Yeter lan size! Size hangi dilden konuşacağız? Bunları diyeceksiniz, biz de susup duymazdan, görmezden geleceğiz ya da bu restleri yapamayacağız. O zaman bizim adımız adam olmaz. Allah büyük! Avanelerinizle, bebelerinizle, torunlarınızla savaşacağız. Allah büyük! Cumhuriyete… Sen memleket açlıktan kırılırken, salgın hastalıklardan kırılırken oralardan çıkartmış, Türk’ü tarihin önünde aslan yapmış bir önderliğe, bir iradeye faşizm faşizm diyeceksin, he?

Onu da nerede? Şırnak’ta söyleyeceksin, he? Ne diline? Bölücü ve yıkıcı dile orada zemin hazırlayacaksın, he? Orada yaranacaksın. İzmir’de de desene, Ankara’da da desene, gelip de ya da bırak sokakta onları bir desene. Git en tutucu, en muhafazakâr köye git de köyün kahvesinde de: “Mustafa Kemal faşistti.” de! Orada bile vicdan sahibi Müslüman boğazına yapışır. Sen buraya nereden geldin? Hangi okullarda okudun, nereden çıkıp geldin diye.

‘BU TOPRAKLARDA OLAMAZ…’

Siz kimdiniz, neydiniz ya? Size daha ne söyleyeceğiz ya? Bu dil, bu üslup… Bizi bu kadar delirten, insanlıktan çıkartan bu üslubunuz, bu tarzınız. Yemeyeceğiz, yedirtmeyeceğiz. Allah büyük! Ne yaparsanız yapın. Savcınız var, mahkemeniz var, jandarmanız var, paşalarınız var. Bütün kuvvetler sizin, bak! Allah bir kalp vermiş, bir de millet vermiş bize, o tarih. Bakacağız, vallahi bakacağız. Büyük cümleler söylüyorum: Allah büyük! Türk milletini teslim alacak, Cumhuriyeti teslim alacak bir irade bu topraklarda olamaz, olamayacak!

‘SOKAĞA ÇIKACAK YÜZÜNÜZ OLMAYACAK’

Düşeriz, zayıflarız, birbirimizle kavga ederiz, bilmem ne… Ama iş öyle bir kemiğe gelir ki sokağa çıkamazsınız kardeşim. Yemin ediyorum sokağa çıkacak yüzünüz olmayacak. Bu kadar inkâr, bu kadar vefasız, bu kadar haysiyetsiz bir şey olur mu ya? Cumhurbaşkanlığı makamında, Cumhuriyete, Cumhuriyet tarihine, Türk tarihinin şanlı zaferlerine, şanlı devrimlerine faşizm diyorsun. Yazıklar olsun!

Varsa gücün de aldır hadi! Varsa gücün aldır hadi! Varsa gücün bu cümlelerden aldır! Sen faşizm dedin, ben de dedim ki faşistin Allah’ı sensin!”