DEM Partisi’nin “çocuk suçlular” konusundaki çifte standardı ve ikiyüzlülüğü!

Muhsin Türkseven yazdı…

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit 15-18 yaş arası çocukların kasten cinayet ve organize suç örgütlerinde suça karışmak gibi işlenen suçlarda ceza indirimini kaldıracak düzenlemeye sert tepki göstermiş!

Demiş ki: “5-18 yaş arası çocukların işledikleri suçlarda ceza indirimini ortadan kaldıracak bir hükmün getirilmesi, çocuk haklarına, çocuğun üstün yararına aykırı bir düzenlemedir ve bu asla ama asla kabul edilemez.”

Bugün bunları söyleyen DEM’liler’in ikiyüzlülüğünü ve ırkçılığını gözler önüne serecek bir detayları vereyim:

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Hatırlatalım: Hrant Dink’i katleden Ogün Samast cinayet işlediği zaman 16 yaşındaydı.

Şimdi yırtına yırtına açıklama yapan terör örgütünün siyasi uzantısı parti o zamanlar Ogün Samast’a “suça sürüklenmiş çocuk” demedi.

Hastane doğumlu olmasına rağmen 2 defa kemik yaşı testi yapıldı. (fazla ceza verebilmek için)
Ne yaptılarsa 16 yaşında çıktı.

“Örgüte sokalım daha fazla cezaevinde kalsın” dediler.

Kahvehanede selam verdiği kişileri bile örgüt üyesi diye suçladılar. Çoğu o tarihte çer çocuk 22 kişi yargılandı.

(Bu nasıl örgütse, otobüs bileti parasını bile borç harç topluyor.)

Yok yine olmadı.

Yaşı büyük olanı (Yasin’i) azmettirici, üç beş lira borç verenleri yardım ve yataklığa soktular.

O zaman yasa masa tanımayız dediler cumhuriyet tarihinin bir çocuğa verdiği en ağır cezayı verdiler.

Ağırlaştırılmış müebbet ile 17 sene kapalı cezaevinde kaldı.

Tüm bu süreçlerde PKK’nın siyasi uzantısı partilerin, baroların, STK’ların avukatları yoğun bir çabayla bu davaya müdahil oldu. Ama bunlar şimdi Ahmet Minguzzi’nin cinayeti davasında sessizliği bırakın alenî suçluları destekliyorlar!

O yıllarda 16 yaşındaki bir çocuk (Ogün) tam 17 sene kapalı cezaevinde kaldığı halde bunu yetersiz bulanlar, bugün Ahmet Minguzzi Davası’nda 12 ile 15 yıl hapis alan terör artıkları sırf kendi etnik kökenlerinden diye en az ceza alması için uğraşıyor!

Yine hatırlatalım:

Ahmet Minguzzi takip edildi. pusu atılarak tasarlanarak öldürüldü. Öldüğünden emin olmak için tam 5 sefer bıçaklandı. Ölüsü yerde tekmelendi.

4 kişi planlı şekilde saldırdı.

Planlı şekilde ortak hareket ederek kaçtı.

Yine aynı 4 kişi kamera kayıtlarında ortak toplanma alanına gitti: Orada kameralara yansıyan şekilde nasıl öldürdüklerinin durum kritiğini keyifle yaptı.

Üstüne üstlük olay sonrası ve mahkeme sürecsince aileleri içeriden dışarıdan sürekli tehdit edildi. Ahmet’in mezarı bile tahrip edildi!

Bütün bu örgütlü suça rağmen katillerden 2’si ceza almadı.

Diğerleri de 12 ile 15 sene hapis yatacak.

Hapis dediğime de bakmayın açık cezaevinde kalacaklar.

Açık ve kapalı cezaevi farkını bilmeyenler için açıklayalım:

(Açık cezaevinde hükümlüler, 3 gün izinli olarak dışarı çıkabilir. Eğer “Memleketime gideceğim” derlerse, buna ek olarak 4 gün yol izni alabilirler. Yani her yıl toplamda 3-4 hafta ailesiyle vakit geçirebilir, gezebilir ve eğlenebilir. Ayrıca açık görüş imkânı sunulur; bu, cam arkasından veya telefonla değil, adeta bir kafede oturup sohbet eder gibi gerçekleşir. Bunun yanı sıra, hükümlüye özel televizyon ve internet erişimi gibi ayrıcalıklar da tanınır)

Yani gelinen noktada Ahmet Minguzzi’nin katilleri, alabilecekleri “en hafif” cezaları aldılar.

Ahmet’in katillerinin aldıkları hafif cezalar toplumda vicdanları kanatırken, üstüne bir de bu cezayı da almamalılar diyen kürt ırkçısı DEM partililer çıkıyor.

Hülasa

Bu tepkinin nedeni, Ahmet Minguzzi cinayeti sonrası gündeme gelen ve şu anda sayıları 10’a ulaşan “çocuk suç çeteleri” ve bunların suç vukuatlarının artmasıyla kamuoyunda yükselen tepkiler karşısında, ayrılıkçı ve bölücü kesimin açıklama yapma zorunluluğu hissetmesidir.

Niyetleri açıkça bellidir: Katillere sahip çıkmalarının ve “suça itilmiş çocuklar” diyerek hafifletici nedenler sunmalarının sebebi, bağlı oldukları terör örgütü PKK ve illegal faaliyetler için bu çocukları “insan kaynağı” olarak görmeleridir.

Yapacak çok şey var ama yapan yok!
Çünkü şu anda “Çözüm Süreci lobisi” hem bu tip toplumsal hadiselerde hem de Suriye ve Irak konusunda “malum” sebeplerden ötürü oldukça etkili!

90’larda “Beyaz Torosları” görünce kaçacak yer arayan bu faşist Zagros artıkları, son 20 yılda açılımlarla saçılımlarla, çözüm süreçleriyle işte bu denli talepkâr ve küstah hâle gelir oldu.

Ayrlıkçı ve bölücü terör yanlılarını bu hâle getirenler utansın!