Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmomoğlu’nun “diploma” davasının ikinci duruşması İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce bugün Silivri’de Marmara Cezaevi içerisindeki 4 no’lu duruşma salonunda yapılmak istendi.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
ANKA’nın haberine göre; önceki duruşmanın yapıldığı 1 no’lu duruşma salonuna göre daha küçük olduğu belirtilen 4 no’lu duruşma salonuna bazı avukatlar ve izleyiciler alınmak istenmedi. Jandarma barikat kurdu. Sınırlı sayıda avukatın içeri girişine izin verilirken dışarıda kalanlar görevlilerle tartıştı. İçeri girmek isteyen ve aralarında avukat, milletvekili ve izleyicilerin bulunduğu grupla jandarma arasında arbede yaşandı.
CHP milletvekilleri Bülent Tezcan, Ali Gökçek, Fethi Açıkel’in de yakından izlediği tartışmalar sırasında CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, “Siz bir yönetimle görüşün, salonu değiştirsinler, salon değişikliğini talep ediyorum. Öyle 50 kişilik salonda olmaz, burda 15 buçuk milyon insanın oyunu almış Cumhurbaşkanı adayı var” dedi.
GERGİNLİK ÜZERİNE HAKİM SALONDAN AYRILDI
Duruşma salonun önünde yaşananlarla ilgili Dilek Kaya İmamoğlu, “Bizim duruşmalarımız kalabalık geçiyor? Neden küçük salona alındı?” sorusunu yöneltirken, hakim “Cuma günü 1 No’lu salonda teknik aksaklık olduğu bildirildi ve tutanak gönderildi. Cuma günü bu mahkemeye bildirilmiş. Benim izinli olduğum gün hakim, bu salonu yazmış. Küçük salona gelsin, aile gelmesin, karmaşa çıksın; biz bunu istemeyiz. Ailenin ve basın mensuplarının alınmaması gibi bir durum yok. Geçen duruşma suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldık. Uyarımıza gerek kalmadan ses ve görüntü alınamayacığını herkes biliyor. Sanığın da lehine bir şey değil bu. Alkış vs. oldu, gereğinde kestim, müdahale de etmedim. Duruşma esnasında kimsenin hakkını kısıtlamamaya özen gösterdim. Basın mensupları alınmadıysa bilgi alacağım, uyarılarımı yapacağım. Duruşmaya başlayamıyoruz” dedi.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Dilek Kaya İmamoğlu, “O zaman duruşma Çağlayan’da yapılsaydı” dedi. Devam eden tartışmalarda hakimin “İçeri alınmama talimatını ben vermedim” diye tekrarlaması üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, jandarmaların yanına giderek “Komutanım size bu talimatı kim verdi” diye sordu.
2 NO’lU SALONA ALINDI
Tartışmaların devam etmesinin ardından hakim, 11.59’da salondan ayrıldı. 11 dakika sonra geri gelen hakim, duruşmanın daha büyük bir yer olan 2 No’lu salona alındı. Bu gelişmenin üzerine avukat, partililer ve gazeteciler o salona geçti. Kısa bir süre sonra Özgür Çelik, duruşmaya katılmayacaklarını açıkladı.
Bu sırada İmamoğlu’nun da duruşmaya katılmama kararı aldığı öğrenildi.
‘GERİ ADIM ATMIŞ GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ’
Salona gelen hakim, avukatlara şöyle konuştu:
“Her şeye şart koşarak mı halledeceksiniz mahkemeye karşı? Duruşma öncesi olan duruma son derece makul çözümü getirdik. Kim burada bu kitleyi yönlendirmeye kalktı, onu da bilmiyorum. Kimsenin duruşma salonunda hakkı kısıtlanmıyor. Mahkemenin itibarını sarsmaya yönelik insanları kışkırtıyorsunuz. Ben talimatlarımı sizlerin huzurunda da verdim. Sanık müdafileri nerede? Adım adım dil mi dökelim? Siz şu anda direttiğiniz için saat 13.00 oldu. Mahkemeyi de sanki zaaf göstermiş, geri adım atmış gibi göstermeye çalışıyorsunuz. Benim zaafım yok. Herkes gelip benimle tartışırsa nasıl olacak? Daha ne yapmamız bekleniyor, anlamıyorum ki.”
‘BUNU YAPMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ KALMIYOR’
Avukat İsmail Emre Telci ise “Burada genel bir problem var. Neden bu dosya cuma günü küçük bir salona veriliyor da bugün yarım saat sonra bu salona alınabiliyor? Bunu yapmaktan başka çaremiz kalmıyor. 30 arkadaşımız içeri alınmadı, ondan sonra bu karar verildi” ifadelerini kullandı.
‘DURUŞMANIN YAPILACAĞI İNANCIMI KORUYORUM’
Buna karşılık hakim, şunları söyledi:
“Burada zaten bir iletişim problemi var. Bizim çözüme yönelik olduğumuzu göz ardı ediyorsunuz. Yerinde bu durumu fark ettim. Buraya geçmek zaman aldı. Cumadan pazartesiye olduğu için burayı değiştirmedik. Duruşma salonuna geldiğim zaman kademeli alınması talimatını ben veriyorum. Duruşmanın yapılacağı inancımı koruyorum. 4 No’lu salonda diretmedik. Makul olmak karşılıklıdır. Biz savunma kapasitesi kadar içeriye alıyoruz. Burada duruşma heyetinde tüm sorumluluk bana ait. Bu düzeni sağlayacak kadar kişiyi aldım. Mahkemeden beklenen nedir de yapılmadı, bunu anlayamıyorum. Buradaki her isteği de yerine getiremem. Ailenin ayakta kalmasını istemedim. Şu tutumdan sonra dışarıdaki eylemler nedeniyle gelmeyerek mahkemeyi, hakimi hedef gösteriyorsunuz.”
‘SANIK DURUŞMA SALONUNA GETİRİLSİN’
Tartışmaların ardından hakim, Ekrem İmamoğlu’nun duruşmaya getirilmesini isteyerek “Sanığı çağıracağım, müdafileri çağıracağım. Buraya gidip gelmekten hazzetmediğimizi geçen duruşmada da anlattım. Meslektaşlarınıza bildirin, salona gelin. Aksi takdirde sanığı çağırırım salona. Meslektaşlarınızla görüşün, çok kısa bir süre veriyorum. Ben mazeret kabul etmiyorum. Duruşmayı gerektiği gibi icra ederim. Artık dil dökemeyiz. Yeterince makul davrandık. Sanığı çıkarın, sanık duruşma salonuna getirilsin” diye konuştu.
HAKİMDEN ‘ALKIŞ’ UYARISI
Duruşmaya katılmama kararı alan Ekrem İmamoğlu, saat 13.37’de salona getirildi. Salonda gerekli düzenlemeleri sağlayan hakim, İmamoğlu geldiğinde yapılan alkışların kesilmesini istedi. Ayrıca hakim, görüntü ve ses kaydı alanların uyarılmadan salondan atılması için jandarmaya talimat verdi. Duruşmaya başlanmasının ardından geçen duruşmada basına yansıyan görüntülere ilişkin uyarı yapan hakim, “4 No’lu salon bu yönden isabetliydi” dedi.
‘CUMADAN BİZE ULAŞAN BİR DETAY OLMADI’
İmamoğlu, 14.28’de savunmasına başladı.
“Şüpheniz olmasın. İzahınızı ve hassasiyetinizi dikkatlice dinledim” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O çemberin dışında yaşananlar, burada bulunan müdafilerim başta olmak üzere avukatları ilgilendiren konularda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca çok fazla şikayetlerle karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. Tutuklu bulunan müdafi Mehmet Pehlivan’ın, benim adil yargılanma hakkımın da elimden alındığı şekliyle haksız yere tutuklandığını düşünüyorum. 8 aya yakın bir süredir tümüyle yargı tacizi altında, tümüyle hukuksuzluklarla dolu, sabah eve baskın yaparak zor bir dönemin içerisindeyiz. Bizim bugün yapılacak davamızdan salonla ilgili bu sabah haberdar olduk. Cumadan bize ulaşan bir detay olmadı. Bugün gelen kalabalık bir avukat, seyirci kitlesi var. En dar salona alınmasına karşı da içeri giremeyen avukatlarımız oldu: Hasan Fehmi Demir, Tora Pekin ve Fikret İlkiz. Ekip çalışması yapılıyordu. İlk salondaki kısımda içeriye girememe, oradaki münakaşa ve süren olaylar… -Hakim araya girdi- bölmezseniz tam anlatacağım. Hassasiyetle konuşmamı yapmama gayret gösteriyorum. Söyleyeceklerim çok fazla, bu mahkeme sınırlarına sığmayacak kadar.
’10’A YAKIN MAHKEMEYEW MUHATAP HALDEYİM’
Tam 2 saat sonra haberdar edildim. 10.30’da buraya geldim, 12.30’u geçerken sizin bu salona geçiş yapmaya karar verdiğinizi bize söylediler. O esnada kargaşalar sürerken adını saydığım 3 müdafinin buradan ayrıldığını öğrendim. 2 saatten fazla durduğum yer de durulacak yer değil. Kendimizi burada ifade etmeye gayret edecektik. Belki de gelmiş geçmiş Türkiye’nin en absürt davası. Yıllar boyunca da konuşulacak. 35 yıl önce yaptığım geçişte tek bir evrakın dahi sahte olmadığı bir absürt mahkeme. Çok zor bir ortamdayız. Daha hassas davranılması gerektiğini düşünüyorum. ‘Yıllık izindeydim, başka salonları gördüm’ demeniz önemli ama dünyanın dalga geçtiği evrakta sahtecilik davasında Ekrem İmamoğlu’nun ve müdafilerinin daha önce bilgilendirilmesi gerekirdi. Bayılan avukat oldu, insanların o duruma düşmesine gerek olmazdı. Sadece bir müdafim burada şu anda. Bu yargılamanın ertelenmesi gerektiği talebini size iletmek isterim. Yaklaşık 10’a yakın mahkemeye muhatap hâldeyim.
‘YARGILAMA SİLSİLESİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Esas İBB soruşturması diye ifade edilen hâllerle muhatap bir kişiyim. Bu konuyla ilişkili bir çelişkinin daha altını çizmek isterim. Büyükçekmece’de yargılandığım davada, katılmak istememi olumlu karşıladılar önce; sonra mahkemede gerekli tedbirleri alamayacakları için beni SEGBİS’le davet ettiler. Büyükçekmece dar diye götürülmem doğru bulunmuyor. Tabii ki katılmam SEGBİS’le. Siz Çağlayan’dan buraya göçebe gibi geliyorsunuz. Ekrem İmamoğlu söz konusu, daha geniş salonlar sağlanırken siz bunu düzeltmekle uğraşıyorsunuz. Dünyanın her yerinden insanın ilgisini çeken yargılama silsilesiyle karşı karşıyayız.”
‘3 SAATTİR BUZ GİBİ BİR ORTAMDA DURMAK ÇOK ZOR’
Savunmasının ardından hakimin “Tutumunuzu makul bulmuyorum. Diğer duruşmada yapılacak işlemler de bugün yapılacak işlemler. Buna karşı süre isteminiz de yok. Sizi bir şey söylemeye zorlayamayız” demesi üzerine İmamoğlu, “Yargının uzamamasını biz de istiyoruz. Bin 100 gündür yargılama ileride duruyor. Titizliğinizi değerli buluyorum. Bugün yaşanan ihmalleri de önemli buluyorum. 3 saattir aşağıda buz gibi bir ortamda, nezarethanede durmanın çok zor olduğunun altını çizmek isterim” ifadelerini kullandı.
ARA KARAR AÇIKLANDI
Savcı, diplomaya ilişkin İdare Mahkemesi’ndeki davasının sonucunun beklenmesini istedi. Ara karar veren mahkeme, duruşmayı 8 Aralık saat 11.00’e erteledi. Duruşmanın, uygunluk durumuna göre 2 ya da 3 No’lu salonda yapılabileceği belirtildi.