Erdoğan şikayet etmişti: CVP’den Serkan Öz’ün davası öncesi açıklama

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Mart 2024’te Şırnak’ta düzenlediği mitingde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Şef İsmet İnönü’yü “Bölücü terör örgütü tek parti faşizmi ile bu topraklarda kurulmaya çalışılan zulüm düzeninin sürmesi için ülkemizin başına bela edilen bir araçtır. Devletin hataları elbette olmuştur.” sözleriyle hedef almıştı.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi (CVP) Genel Başkanı Serkan Öz, Erdoğan’ın sözlerine Veryansın Tv canlı yayınında yanıt vermişti.

Serkan Öz’ün Erdoğan hakkındaki sözlerine soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianameyi hazırlamış, CVP liderinin “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 299/1-2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasını istemişti.

CVP’DEN AÇIKLAMA

CVP, 23 Ekim’de Ankara’da görülecek duruşma öncesi bir açıklama yayımladı.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Partinin X hesabından yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“21. yüzyılın ilk çeyreğini AKP iktidarı ile geçiren Türkiye; Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki tam bağımsızlık ilkeleriyle, varlığının ve sürekliliğinin teminatı olan anayasal kurumlarıyla emperyalist bir strateji olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulayıcısı olan AKP iktidarı tarafından giderek zayıflatılan bir dönem yaşamaktadır. Bu öyle bir dönemdir ki; daha önce Ortadoğu’da sınırları emperyalizm tarafından cetvelle çizilen ülkeler, etnik ve mezhepsel bölünmelerle yeniden çeşitlendirilmektedir ve Türkiye Cumhuriyeti de çeşitlendirmeye dahil edilme tehdidiyle yüz yüzedir.

Hedefleri; ulus devlet, ulusal kimlik ve kurucu değerlerimizin ortadan kaldırılacağı, yeni bir federasyon anayasasıyla etnik ve dini ayrışmalara maruz bırakılacak, bundan dolayı da huzur bulamayacak bir Türkiye’dir. Bu anlamda BOP projesi, bir proje değil, her geçen gün uygulanan ve sonuca yaklaşılan bir stratejidir. Bu stratejide kullandıkları silah, Kemalizm’e karşı yapılan “faşizm ve faşistlik” iftirasıdır. Emperyalist sistem ve NATO, bölünme ve işgal planlarını, yine kendilerinin örgütlediği işbirlikçi kurum ve kişiler aracılığıyla Türk Milleti’nin kurucu iradesine ve devletimizin kurucusu, anti-emperyalist Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “faşist”; onun örgütlediği kurucu dönemin “aralıksız devrimlerine” ise “tek parti faşizmi” diyerek saldırmaktadırlar.
Bunu defalarca dile getirenlerden biri de ne acıdır ki; AKP Genel Başkanı ve Atatürk’ün koltuğuna Cumhurbaşkanı olarak oturan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Öyle ki, tek parti döneminin PKK’yı doğurduğunu dahi iddia edebilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1919’da emperyalizme karşı verilen İstiklal Savaşı ve ardından 1923 devrimi ile kuruldu. Türk Ordusu, devrim sonrası etnik ve dini ayaklanmalara karşı milletin egemenliğini korudu. Bu devrim Cumhuriyet’tir ve birikiminde, milletin kanla kazandığı ulusal mücadele, fedakarlık ve bağımsızlık fikri vardır. O’na saldırmak, Türk Milleti’ne hakarettir.
Faşizm ve Kemalizm neden yan yana gelemez? Benito Mussolini’nin kurucusu olduğu Ulusal Faşist Parti’nin 1922’de İtalya’da iktidara gelmesinin ardından faşizm, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin “Ulus Devlet” yapısının ve bağımsızlığının düşmanı olmuştur. Faşizm yayılmacıdır. Cumhuriyet ise Misak-ı Milli sınırlarını ve “Yurtta Barış-Dünyada Barış” ilkesini savunur.
Faşizm militerdir; aşırı sağcı, baskıcı ve her ferdinin asker olduğu otoriter bir rejimdir. Cumhuriyet ise saltanata karşı kuruluşunu TBMM ile taçlandırmış, meşruiyetini milletten almış, demokrasi ile yoluna devam etmiştir. Yeni kurulmuş cumhuriyeti ve devrimleri korumak, geliştirmeyi faşizmle kıyaslamak tarih bilincinin dışına düşmektir. Küresel sermaye, her dönem ve her ülkede olduğu gibi emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş Türk Milleti’nin içinden de kendi sömürü politikalarının memurluğunu yapan işbirlikçilerini bulmuş, yetiştirmiş, gizli anlaşmalarla yaptığı planlarla desteklemiştir. Dönemin geç emperyalizm heveslisi İtalya ve Almanya’da iktidara getirdikleri faşist ideolojiyi, etnik ve dini söylemlerle sözde eski Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak adına; vatan topraklarımıza göz diken bölücü senaryonun uygulayıcısı haline getirmiştir. Faşizm ve faşistler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanı olanlardır!

Kurucu ideolojimiz Kemalizm, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ulus devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının teminatı da Türk Milleti’dir.
Gelişmelerle görülen odur ki; 2025 ve izleyen yıllarda milletimiz, Kuvayımilliye’nin etkin ve Milli İrade’nin Milli İrade’nin hâkim olmasına ihtiyaç duyulan yeni bir sınavdan geçecektir.
Yapılan saldırılara karşı, Türk Milleti’nin sesi ve tepkisini dile getiren Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi Genel Başkanı Serkan Öz, bu tepki nedeniyle, AKP Genel Başkanı Erdoğan’a hakaretten yargılanmaktadır. Cumhuriyet’e ve onu kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “faşist” iftirası atanlar, iftiralarına tepki gösteren Serkan Öz’ü yargılamaya çalışmaktadırlar.
Dünyanın hiçbir ülkesinde, anayasası ve yasalarıyla görev ve yetkileri tanımlanmış yargı organı, kendi kurucu değerlerini savunan bir vatandaşını mahkum edebilme hak ve yetkisine sahip değildir ve kendi değerlerine karşı kararlar alamaz. Bu ancak işgal edilmiş ve sömürge ülkelerde mümkündür. Hakikati, anayasayı, milletin iradesini savunan Serkan Öz yalnız değildir.”