Erdoğan’dan 29 Ekim’de ‘süreç’ mesajı: ‘Devam ettireceğiz’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’da düzenlenen 29 Ekim Özel Programı’nda açıklamalarda bulundu.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Erdoğan, “20 yıl öncesine kadar savunma sanayisi yüzde 80 dışa bağımlı bir ülke, gayretlerimiz neticesinde bugün dünyayla rekabet edebilir konuma yükselmiştir. Sadece ülkemizin değil, medeniyet coğrafyamızın tamamına huzur ve istikrar getirecek Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz. Devletimizin ciddiyetine yakışır şekilde süreci devam ettireceğiz” dedi.

Erdoğan şunları söyledi:

Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sizlerin şahsında 86 milyon vatandaşımıza, Kıbrıs Türk halkına, dünyanın dört bir yanındaki Türk diasporası mensuplarına ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Buradaki misafirlerimizle birlikte tüm vatandaşlarımın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümü kutlu olsun. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milli mücadeleyi yöneterek Kuva-i Milliye ruhunu Cumhuriyetle taçlandıran Büyük Millet Meclisimizin tüm mensuplarını şükranla anıyorum. Onca yokluk içinde cepheden cepheye koşan İstiklal Harbimizin tüm şehit ve gazilerini kemali edeple anıyorum. Anadolu’daki ilk akınlarımızdan İstanbul’un fethine, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan 15 Temmuz destanına, bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehit ve gazilerimize de Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

‘İSTİKLALİNE AŞIK BİR MİLLETİN MENSUPLARIYIZ’

Şu hakikati bugün bir kez daha ifade etmek isterim. Biz binlerce yıllık tarihimizin hiçbir döneminde esarete boyun eğmemiş, zulme rıza göstermemiş, istiklaline aşık bir milletin mensuplarıyız. Milletimizin hürriyetine olan tutkusunu en son milli mücadelede gördük. “Maraş bize mezar olmadan düşmana gülizar olmaz” diyen Sütçü İmam’ın, Türk bu topraklarda Türkiye ısındı. Sade siz değil bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan ayıramaz diyen Antepli Şahin Bey’in. İşgalcilerin İzmir’e çıktığı gün Denizli’deki Ulu Camii önünde halka hitap ederek istiklal aşkı, vatan sevgisi ve kalbimizdeki imanla mücadelemizin sonunda zaferi kazanacağız diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin. Ve kanlarıyla canlarıyla destan yazan daha nice kahramanın omuzlarında yükselen milli mücadele muazzez ve muazzam bir direnişin nişanesidir.

Değerli misafirler istiklal marşı şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un Kastamonu’da verdiği hutbede milli şuuru bakınız hangi sözlerle uyandırmıştır. Boynunu uzat kafanı devir diyorlar madem ki teklif bu kadar ağırdır artık bunu hiç kimse kabul edemez ister istemez dişiyle tırnağıyla uğraşır çabalar nefsini imkanın son derecesine kadar müdafaya bakar. Ey Cemaati Müslümin işte bugün bizden istedikleri ne filan vilayet ne filan sancaktır doğrudan doğruya başımızdır boynumuzdur hayatımızdır varlığımızdır devletimizdir dinimizdir imanımızdır.

‘HEP BİRLİKTE ZAFERE YÜRÜDÜLER’

İhtiras ve tefrikayı büsbütün atalım, azme, vahdete sarılalım. Cenab-ı Kibriya hak yolunda meydana atılan azim ve iman sahipleriyle beraberdir. Ya İlahi bize tevfikini gönder, doğru yol hangisidir millete göster. İşte bu dirayetle, bu azim ve cesaretle cephede yiğit askerlerimiz, cephe gerisinde fedakar analarımız, hilali ahmerimiz, gencinden yaşlısına aziz milletimizin her bir ferdi istiklal sancağını gururla taşımışlardır. Vatanın namusunu korumak, yurdun harimi ismetine zillet çizmelerini bastırmamak için tek vücut olmuş, hep birlikte zafere yürümüşlerdir. İstiklal ve istikbal uğrunda çekilen çileler, tarihimizin yeni bir sayfası olan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumunu müjdelemiştir. Şu noktayı da her zaman hatırımızda tutmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti, devamlılık ilkesine dayalı kadim devlet geleneğimizin en son halkasıdır. Bundan 102 sene evvel ilan edilen Cumhuriyetimiz, ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesiyle milli iradenin şahlanışıdır.

Unutmayalım, Cumhuriyetin mütemmim cüzü demokrasidir. Cumhuriyeti cumhurla ve demokrasiyle taçlandırma yolculuğu, tek parti yıllarında ve darbe dönemlerinde kesintiye uğramış olsa da, bir şekilde bu engelleri aşarak bugünlere gelmeyi başarmıştır. Bu mücadelede aynı azim ve kararlılıkla halen devam etmektedir. Türkiye’yi ve Türk demokrasisini güçlendirme davamızda son 23 yıldır en önemli dayanağımız milletimizin sarsılmaz iradesidir. İnşallah bu irademiz sapasağlam ayakta olduğu sürece, bu millet binlerce yıldır olduğu gibi birbiriyle muhabbetle kucaklaştığı müddetçe, Türkiye’nin kutlu yolculuğunun önünü kesebilecek hiçbir dahili ve harici odak yoktur.

‘BUGÜN 102 YIL ÖNCESİNE GÖRE ÇOK FARKLI BİR NOKTADAYIZ’

Kıymetli dostlarım, milletçe insanlığa örnek olan çok özel bir vasfa sahibiz. Biz geçmişiyle yaşayan, maziden aldığı mirası daha da zenginleştirip, atiye taşıyan ecdadın emanetine gözü gibi bakan vefakar bir milletiz. Biz vatanımızı yalnızca aziz şehit ve gazilerimizin değil, aynı zamanda Rabbimizin de emaneti olarak görüyoruz. İşte tam da bu yüzden devletimizi ilelebet payidar kılmak, milletimizi asırlık hayalleriyle boğuşturmak için yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Allah’a şükür, bugün 102 yıl öncesine göre çok farklı bir noktadayız. Savunma sanayinden ekonomiye, ulaştırmadan eğitime, ticaretten sağlığa, dış politikaya, teknolojiye, turizme kadar her alanda geçmişle kıyas dahi yapılamayacak ölçüde büyük bir kalkınma seferberliği içindeyiz. Cumhuriyeti salonlara ve gardroplara indirgemeye çalışan slogan cumhuriyetçilerine aldırmadan, Cumhuriyete asıl hizmetin eser ve hizmetle olacağını 81 vilayetimize kazandırdığımız devasa yatırımlarla ortaya koyuyoruz.

‘HERKESE GÖSTERDİK’

Öncelikle ülkemize değil, medeniyet coğrafyamızın tamamına huzur ve istikrar getirecek, dostlarımıza rahat bir nefes aldıracak Türkiye Yüzyılının kilometre taşlarını döşemeye devam ediyoruz. Dün Kahraman Kazan’da Türk Savunma Sanayi adına kıvanç duyulacak modern bir tesisin açılışını yaptık. Ana muharebe tankımız Altay’ın silahlı kuvvetlerimize teslimini gerçekleştirdik. İnşallah gelecek 6 yıl içerisinde toplam 250 adet Altay tankını ordumuzun emrine vermeyi hedefliyoruz. Kurtuluş Savaşı’nda unutmayalım, kanıyla mermi taşıyan kahramanlardan aldığımız güçle artık kendi tankımızı, kendi savaş gemilerimizi, kendi insansız hava araçlarımızı, kendi helikopterimizi, kendi savaş uçağımızı yapıyoruz. Daha 20 yıl öncesine kadar savunma sanayisi %80 oranında dışa bağımlı bir ülke gayretlerimiz neticesinde hamdolsun bugün dünya ile rekabet edebilir konuma yükselmiştir. Siyasi istikrar ve güven ortamı sağlandığında direksiyonda emin ve ehil ellerde olduğunda Türkiye’nin neleri başarabildiğini dost düşman herkese gösterdik.

‘MAZLUMLARIN İMDADINA KOŞUYORUZ’

Türkiye’nin kısa sürede ulaştığı bu göz kamaştıran seviye hiç şüphesiz cumhuriyetimizi kuranların tahayyül ve tasavvur ettikleri seviyedir. Çok değerli misafirlerimiz asırlar boyunca ilahi kelimetullah davasının sancaktarlığını yapmış barışın huzurun iyilik ve adaletin hamiliğini üstlenmiş bir millet olarak bugün de aynı hassasiyetle hareket ediyoruz. Dostlarımızı en zor zamanlarında yalnız bırakmıyoruz dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların imdadına koşuyoruz. Savaş ve çatışmaların sona erdirilmesinden insani kriz ve afet bölgelerindeki yardım çalışmalarına kurumlarımızla kadrolarımızla hem sahada hem de masada güçlü bir varlık gösteriyoruz.

BÖLÜCÜ AÇILIM SÜRECİ

102 yıllık cumhuriyet tecrübemizin ışığında tüm bu başarıları inşallah çok daha yüksek seviyelere çıkartacağız. Şunun özellikle bilinmesinde fayda görüyor. Şehit ve gazilerimizin mukaddes emanetini muhafaza etmekle kalmayıp o emaneti çok daha yükseklere taşımak hükümetimizin temel önceliğidir. Şair ne diyor? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda canı cananı bütün varlığımı alsın da hüda etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Devletimizin uhdesindeki her türlü imkanı kullanarak, her türlü tahrike karşı basiretli davranarak, devletimizin ciddiyetine ve engin tecrübesine yakışır şekilde bu hassas süreci suhuletle yöneteceğiz. Birbirimize her zamankinden daha sıkı kenetlenerek, kardeşliğimizi perçinleyerek, özellikle farklılıklar yerine müşterek noktalara odaklanarak bu hedefimize hep beraber vasıl olacağız. Millet olarak birlikte kurduğumuz ve tam 102 yıl boyunca yine birlikte yaşattığımız cumhuriyetimizi 86 milyon el ele gönül gönüle vererek daha da yüceltmek için çalışmaya inşallah devam edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

Bu düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere istiklal mücadelemizin tüm şahsiyetlerini bir kere daha saygıyla anıyorum. Vatanımız, ezanımız ve bayrağımız için devletimizin ve milletimizin bekası için canlarını ortaya koyan şehit ve gazilerimizin tamamına yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Programımızı teşrif eden siz misafirlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.

KÜLTÜR SANAT ÖDÜLLERİ

Sizlere veda etmeden evvel 2025 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne layık görülen sanatçılarımızı, ilim ve kültür erbabımızı paylaşmak istiyorum. Bilim ve kültür alanında Süleyman Seyfi Öğüt. Resim alanında Yalçın Gökçebağ. Müzik alanında Yalçın Tura. Arkeoloji alanında Fahri Işık. Fotoğraf alanında Ali Jadallah’a ödüllerini inşallah tevcih edeceğiz. Ödül sahiplerimizi tebrik ediyor. Türkiye’nin kültür, sanat ve ilim birikimine yaptıkları değerli katkılar için kendilerine teşekkür ediyorum. Atatürk Uluslararası Barış Ödülümüzü ise Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres’e takdim edeceğiz. Sayın Guterres’e de tüm dünyada barışın ve istikrarın hakim olması için yürüttüğü çalışmalar dolayısıyla teşekkürlerimi iletiyorum. Sizleri ve aziz milletimizi bir kez daha muhabbetle selamlıyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun diyorum.