Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas ile İsrail arasında imzalanan ateşkes anlaşmasına ilişkin konuştu.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 2025-2026 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’nde konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biliyorsunuz, uzun bir süredir Gazze’de akan kanın durması ve ateşkesin tesisi için yoğun çaba içindeydik. Önce New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Sayın Trump’ın da katıldığı Gazze konulu bir toplantı gerçekleştirdik. Ardından Washington ziyaretimizde Beyaz Saray’da Sayın Trump’la ve heyetiyle Gazze’yi yine konuştuk. Daha sonra Sayın Trump 20 maddelik bir barış planı açıkladı ve Hamas müzakerelere hazır olduğunu duyurdu. Dünkü mutabakattan sonra hamdolsun bugün de imzalar atıldı.
Bizim de ilk baştan itibaren aktif katkı verdiğimiz anlaşmadan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bundan sonra acil olarak kapsamlı insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması, rehine ve mahkumların takası, İsrail’in saldırılarını derhal durdurması, belirlenen hatlara geri çekilmenin sağlanması büyük önem arz ediyor. Biz anlaşmanın mutabık kalınan maddelerinin harfiyen uygulanmasını titizlikle takip edeceğiz. Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde Türkiye olarak inşallah biz de yer alacağız.”
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Erdoğan, daha önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda da şu ifadeleri kullanmıştı:
TRUMP, KATAR VE MISIR’A TEŞEKKÜR
“Şarm El Şeyh’de yürütülen ve Türkiye olarak bizim de katkı sağladığımız Hamas-İsrail görüşmelerinin Gazze’de ateşkesle sonuçlanmasından büyük memnuniyet duyuyorum.
İsrail hükûmetinin ateşkese teşvik edilmesinde gerekli siyasi iradeyi ortaya koyan ABD Başkanı Sayın Trump başta olmak üzere, anlaşmaya varılmasında önemli destekleri olan kardeş ülkeler Katar ve Mısır’a hassaten teşekkür ediyorum. Türkiye olarak anlaşmanın harfiyen uygulanmasının yakın takipçisi olacak ve sürece katkı sunmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde Filistin’de 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kurulana dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu vesileyle, 2 yıldır tarifsiz acılar çeken, gayriinsani koşullar altında hayat ve haysiyet mücadelesi veren; evladını, anasını, babasını, akrabasını, arkadaşını kaybeden, yaşadıkları tüm trajedilere rağmen izzetli duruşlarından taviz vermeyen Filistinli kardeşlerimi en kalbî muhabbetlerimle selamlıyorum. Rabb’im Filistinli kardeşlerimizin yâr ve yardımcısı olsun; Rabb’im şehitlerimizin ruhlarını şad, mekânlarını cennet eylesin.”