Farthest Frontier’ın PC inceleme kopyası, Crate Entertainment tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Şehir kurma ve koloni oyunlarıyla güçlü bir bağım var. İlk kez Banished ile zehrini aldığım bu türün oyunlarını sık sık oynuyor ve inceliyorum. Bunlardan biri de yakın zamanda 1.0 sürümüne çıkacak olan Farthest Frontier oldu. Tam sürümü çıkış öncesi oynama şansım oldu ve içeriklerinin tamamını gördüm. Peki nasıl olmuş? Alınır mı yoksa Manor Lords için güncelleme beklemeye devam edelim mi? Gelin bu soruların tamamını birlikte yanıtlayalım.
Farthest Frontier güvenli alandan çok uzaklaşmayan bir şehir kurma oyunu
Her şeyden önce Farthest Frontier, gerçekten çok iyi bir şehir kurma ve koloni yönetme oyunu. Anno serisini, Banished’ı ve diğer şehir kurma oyunlarını oynadıysanız ve hala doymadıysanız, bu oyunu da oynayabilirsiniz. Fakat beklentinizi şekillendirirken “hiç görülmemiş şeyler yapan bir oyun” düşüncelerine girmeyin. Farthest Frontier’da görülmemiş bir şey yok.
Türün belli oyunlarının sahip olduğu öne çıkan içerikleri bünyesinde harmanlayan, güvenli alanında iyi işler yapan bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Hatta bu açıdan hafızanızda taze kaldığını umduğum Manor Lords ile de karşılaştırabiliriz. Farthest Frontier’ı “Manor Lords’un olmuş hali” olarak düşünebilirsiniz. Sistemleri de büyük ölçüde benzer. Tabii bu oyunun 2022 yılından bu yana erken erişimde olduğunu unutmayın. Aynı zamanda Manor Lords gibi yüksek çizgiler çekmiyor, güvenli alanı içerisinde küçük şeylerle mutlu oluyor.
Dünyasının bu kadar iyi simüle ediliyor oluşunu çok beğendim
Farthest Frontier’da şehrinizi kurmak üzere olduğunuz harita, birçok anlamda gerçekten simüle ediliyor. Yerleşim yerleri yaklaştıkça ilerleyerek uzaklaşan hayvan sürüleri, sonbahar aylarında yağmur eşliğinde şehre düşen yıldırımların yangın çıkarma olasılığı ve birçok harita içeriği gerçekten iyi simüle ediliyor. Yenilenebilir kaynaklar zamanında yenileniyor, sıcaklığın yükselip düştüğü zamanlar farklı zorluklar getiriyor ve oyun boyu geçerli olan uğraşlar bir şekilde tazeliğini korumayı başarıyor.
Detay seviyesi oldukça iyi, fakat yeni başlayanlar için biraz zor olabilir
Farthest Frontier incelemesini okuyorsanız, iki ihtimalle burada olduğunuzu düşünüyorum. Bunlardan ilki, şehir kurma türünün sıkı bir hayranı olmanız. Haliyle bu türde oldukça ilgi gören yeni bir oyunun tam sürümünü merak ediyorsunuzdur. Bir diğer ihtimal ise, türe girişmek için zamanın testinden geçmiş bir oyun gördünüz ve iyi olup olmadığından emin olmak istemeniz. Oyunun detay seviyesi, ilk ihtimal nedeniyle burada olan okurlar için oldukça iyi fakat ikinci ihtimal nedeniyle bu incelemeyi okuyorsanız, mücadelelere hazır olmanız gerekiyor.
Oyun kaynakları ve işçileri yönetmek konusunda elinize çok fazla araç veriyor ve çok daha fazla detaya hakim olmanızı sağlıyor.
Oyunda halkınız arasında salgınlar veya çeşitli hastalıklar boy gösterebiliyor. Bunlardan sakınmak için sabun üreten atelyeler, ortalıktaki fareleri avlayan hizmet binaları gibi çeşitli yapılar inşa edebiliyorsunuz. Ancak hastalıklar yalnızca halkınızla sınırlı kalmıyor. İnsanlarınız tifo, dizanteri, su çiçeği gibi hastalıklara maruz kalabiliyorken tarlalarınız da kuraklık ve çeşitli ekin salgınlarından etkilenebiliyorlar. İlkine çözüm üretmek çok kolayken, ekinlerinizin başı belaya girerse silsile şeklinde bütün kötülükler tetikleniyor.
Bu kasvet zinciri oyunun ilerleyen aşamalarında da başınıza bela olabiliyor. Yani “başlangıçta dert ederim, sonra otomatikleşmeye başlar” dediğiniz şeylerin sayısı çok az. Çünkü detay seviyesi hayli yüksek.
Şehir kurma ve koloni yönetme oyunlarında tecrübeliyseniz, uzunca bir süre bu detay seviyesinin keyfini çıkarabilirsiniz. Benim hoşuma gitti, tabii bazı sorunları çözmek, oyunun genelindeki sorunlara göre dengesiz şekilde zordu. Yine de sorun çözmek ve “bir şeylerin yolunda gitmesini sağlamak” bu tür oyunları oynayan bizler için ana motivasyon kaynağı, değil mi?
İşçi dağılımı otomatik olarak yapılabiliyor. Aynı şekilde,
İncelemeden ve genel kanaatten bağımsız olarak bir konuyu daha belirtmek isterim. Farthest Frontier’a Türkçe çok yakışırmış. Bu kadar detaylı bir oyun, birçok oyuncumuz için dil bariyerinin arkasında kalabilir.
Lojistik önemli, fakat yeteri kadar desteklenmiyor
Şehir kurma oyunlarında kaynakların üretildiği, depolandığı ve kullanıldığı alanlar arasında lojistiği optimize etmek önemlidir. Birçoğunda oyuncunun eline çeşitli araçlar verilir ve bunu yapması sağlanır. Farthest Frontier, bu anlamda zayıf kalıyor. Hammadde üretimine, işlemeye ve ticarete ayrılan sürenin bir kısmını taşıma sırasında kaybediyorsunuz. Vagonlar (at arabaları) vesilesiyle madenlerden depolara direkt taşıma imkanı sağlansa da vagonların devreden çıktığı diğer lojistik ağları çok ama çok yavaş işliyor.
Hele ki depolama alanlarınızın konumlarını istediğiniz gibi ayarlayamadıysanız, vay halinize. Oyun bunun için “sonradan çözüm üretme” imkanı vermiyor. Başlarda ise bu durum pek “çözmeniz gereken bir sorun” olmuyor. Yahut hissetmiyorsunuz.
Teknoloji ağacı da lojistik konusuna pek yardım etmiyor. “Şu kadar hızlanır” gibi tembel geliştirmeler var.
Lojistik kısmında ne yaparsam yapayım, belli düzeyde darboğazdan kaçamadığımı fark ettim. Haliyle bu da şehrimin üretim ağını kırılgan bir hale soktu. İlerleyen aşamalarda başlarda inşa ettiğiniz toprak yolları taş yollara geliştirerek hareket hızını artırabilseniz de genel hareket kabiliyeti için elinize pek fazla araç verilmiyor. Bununla yaşamanız gerekiyor. Şehrimin her köşesini ilmek ilmek işlemeye çalışırken bu tarafta darboğazdan kaçamıyor oluşum canımı sıktı diyebilirim.
Izgaralı yerleşim birçok şeyi içimde bıraktı
Farthest Frontier’da bütün yerleşimleri ızgara üzerinde yapıyorsunuz. Bu nedenle Sovyet Rusya ekolü şehirleşmeden pek uzaklaşmak mümkün değil. Bununla birlikte, bu ızgara sistemi kendisinden bağımsız olan eğimlerle karşılaşabiliyor. Araziyi köylülerinizin düzenlemesi için alan seçerek iş oluşturuyor ve düzenlemelerini bekliyorsunuz. Tek seferde asla yeteri kadar düzenlenemediğinden, birkaç kez aynı yerin üstünden geçmeniz gerekiyor. Bu durumu genelde değerli bir kaynağın olduğu yerlerde yapmak mecburiyetinde kalıyorsunuz. Daha sonra ise, oraya tamamen eğreti duran bir yapıyı yerleştirip “neyse buraya da çok bakmam” diyerek devam ediyorsunuz.
Hoş mu şimdi bu görüntü…
Bu arazi düzleştirme sisteminin ızgaralı yerleşim sistemiyle uyumsuzluk yaşaması da bu türdeki oyunların en büyük cazibelerinden birini yok ediyor. “Dilediğim gibi görünen bir şehir” yapma hakkım elimden alınmış gibi hissettim. Bu türde ızgaradan kopmaya başlayan oyunlar gördüğüm için ızgara sistemi bana artık “eskimeye yüz tutmuş sistemlerden” biri gibi geliyor.
Eskimeye yüz tutmuş derken, biraz da teknik taraftan ve grafiklerden bahsedelim.
Savaşlar ana yemek değil, meze
Farthest Frontier’da düzensiz ama aralıklarla haydutlara karşı uğraşabiliyorsunuz. Ha “ben uğraşmam kardeşim” derseniz bunun için de bir zorluk seviyesi mevcut. Ben uğraştım. Dönem dönem gelen ve her seferinde şiddeti artan haydut baskınları oyuna güzel bir renk katmış. Fakat öyle detaylı veya stratejik bir oynanıştan söz etmek pek mümkün değil. Okçu kuleleriyle gelen haydutları savuşturabiliyor, askerlerinizi yetiştirerek hattı müdafa edebiliyorsunuz. Hepsi bu. Ana yemekten ziyade bir meze olarak bakıldığında, oyuna güzel bir renk kattığını söyleyebilirim. Mücadeleye açsanız, istediğinizi sunmakta elini korkak alıştırmayan bir sistemi var.
Tik, tak, teknik
Farthest Frontier erken erişim çıkış tarihi ele alındığında görece yeni bir oyun. Tam sürümü ise siz bu yazıyı okuduğunuz esnada gün doğumunu görmüş olacak. Fakat oyun, görsel açıdan hayli eski gözüküyor. Yeşillikler ve küçük nesnelerin yakın mesafede sırıtan dokularıyla birlikte modern bir görüntü yakalayamıyor. Zaten yeşillikler, başlı başına “eskiyim” diye bağırıyor. Tabii kalabalık bir şehri büyüttükten sonra da bu fedakarlıkların neden yapıldığını anlamaya başlıyorsunuz.
Erken erişimde oyuncuların sıkça çökmelerden ve sorunlardan bahsettiğini gördüm. Müjdeyi vereyim, oyun büyük ölçüde saat gibi çalışıyor. Otomatik kayıtlar dışında takılmıyor, performansı da çoğu zaman beklenenin üstünde sürüyor. Görsel gerçekçilikten feragat ederek performansı ve kararlılığı düzgün tutulmuş diyebilirim.
Eklemek gerekirse oyunun temel fonksiyonelliğinin de iyi olduğunu söyleyebilirim. Sistemlerde veya arka planda çalışan hesaplamalarda hiçbir bug veya hataya denk gelmedim. Bu tarafta da performans konusunda olduğu şekilde saat gibi çalışıyor. Farthest Frontier teknik anlamda “birkaç yıl geriden gelirim ama takılıp çökmem” diyor.
Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam, Farthest Frontier iyi bir şehir kurma oyunu. Eğer “modern ve devrimsel bir şehir kurma deneyimi” arıyorsanız pek size göre olmayabilir. Daha ziyade kendi temasını bilindik formüller üzerine giydiren, güvenli alanından pek uzaklaşmayan ve yaptığı şeyleri iyi yapan bir yapısı var. Klasik şehir kurma ve koloni yönetimi formülünü seviyorsanız, bunu da muhtemelen seversiniz. Birçok açıdan iyi bir oyun, ancak tekrarlayayım; “Devrimsel ve son derece modern bir oyun” arıyorsanız size göre değil.
Benim Farthest Frontier’dan sizlere aktaracaklarım bu kadardı. İncelemede “şu sistem var, bu sistem var” diye detaylara girip oyunu anlatmak yerine bilmek isteyebileceğiniz önemli noktalara dikkat çekmek ve eleştirilerimi paylaşmak istedim. Bu şekilde daha verimli olduğunu düşünüyorum. Elbette oyuna dair merak ettiğiniz her şeyi hala yorumlarda sorabilirsiniz. Şimdiden herkese keyifli oyunlar dilerim.
Farthest Frontier – Nihai İncelemeFarthest Frontier İnceleme yazısı ilk önce Atarita – Türkiye’nin Oyun Medyası üzerinde ortaya çıktı.