İstibdat ne demek? İstibdat ne anlama gelir? İstibdat Dönemi nedir?

Son dönemde internette en sık karşılaşılan kavramlardan biri istibdat oldu. Türkçede yer almasına rağmen pek çok kişinin anlamını bilmediği bu kelime, merak edilen nadir sözcükler arasında yer alıyor.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Peki, istibdat ne anlama geliyor? İstibdat nedir?

İşte TDK sözlüğünde yer alan tanımı…

İSTİBDAT NE DEMEK?

İstibdat, Arapça kökenli bir kelime olup, Türkçede “hak ve özgürlük tanımayan baskıcı yönetim biçimi” olarak ifade ediliyor. Türk Dil Kurumu’na göre istibdat; sınırsız monarşi, despotluk ve despotizm gibi kavramlarla eş anlamlı olarak kullanılıyor. Yani, bir yönetimde halkın temel hakları yok sayılıyor, söz söyleme ve özgürlük alanı tamamen ortadan kaldırılıyorsa bu durum istibdat olarak tanımlanıyor.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

İSTİBDAT NE ANLAMA GELİYOR?

İstibdat, en genel anlamıyla baskıcı ve otoriter yönetim biçimi anlamına geliyor. Bu kavram, özellikle halkın temel hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı, iktidarın sınırsız yetkilerle donatıldığı ve yöneticinin mutlak otorite sahibi olduğu bir düzeni tanımlıyor.

İstibdat yönetiminde bireylerin düşünce özgürlüğü, ifade hakkı ve siyasal katılım olanakları büyük ölçüde kısıtlanıyor. Böyle bir sistemde devlet, toplumu denetim altında tutmak için sansür, baskı, gözetim ve cezalandırma yöntemlerini sıkça kullanıyor.

Kelimenin kökeni Arapçaya dayanıyor ve tarihsel olarak Türkçede de yerleşmiş bir kavram olarak ön plana çıkıyor. Ancak günlük kullanımda çok sık karşılaşılan bir kelime olmadığından, daha çok tarih kitaplarında, siyasi tartışmalarda ve akademik metinlerde karşımıza çıkıyor. Osmanlı tarihinde özellikle II. Abdülhamid Dönemi, “İstibdat Dönemi” olarak anılıyor ve bu kavram halkın zihninde baskı, denetim ve özgürlüklerin kısıtlanmasıyla özdeşleşen bir süreci kapsıyor.

İSTİBDAT DÖNEMİ NEDİR?

İstibdat Dönemi, Osmanlı Devleti’nde II. Abdülhamid’in 1878 yılında Meclis-i Mebusan’ı kapatmasıyla başlayıp 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanına kadar süren yaklaşık 30 yıllık bir dönemi ifade ediyor. Bu süreçte devlet yönetiminde merkeziyetçilik ve otoriterlik ön planda bulunuyor ve padişahın, mutlak yetkilerle devlet işlerini yürüttüğü biliniyor.

Bu dönem baskı politikalarına ek olarak modernleşme hamleleri ile de anılıyor. Bu dönemde II. Abdülhamid eğitim alanında yeni okullar açtırıyor, demiryollarının inşasına hız veriyor ve devletin mali yapısını toparlamaya çalışıyor. Bu nedenle İstibdat Dönemi, bir yandan özgürlüklerin kısıtlandığı bir zaman dilimi olarak eleştiriliyor; diğer yandan, Osmanlı modernleşmesine katkı sağlayan adımların da atıldığı bir dönem olarak değerlendiriliyor.

Kısacası, İstibdat Dönemi Osmanlı tarihinin en tartışmalı süreçlerinden birisi olarak yorumlanıyor. Çünkü hem otoriter uygulamaları hem de kalkınma hamleleri ile hafızalara kazınan bir dönem olarak açıklanıyor.

İSTİBDAT DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

İstibdat Dönemi’nin en belirgin özellikleri arasında; basın ve yayın üzerinde sıkı sansür uygulanması, muhalif görüşlerin bastırılması, siyasi özgürlüklerin kısıtlanması ve jurnalcilik sisteminin yaygınlaştırılması yer alıyor. İşte İstibdat Dönemi’nin başlıca özellikleri:

– Mutlak otorite: 1878’de Meclis-i Mebusan kapatılarak, padişahın tüm yetkileri elinde topladığı bir dönem olarak biliniyor.

– Baskı ve sansür: Gazeteler ve kitaplar sıkı denetime tabi tutuluyor; devlet politikalarını eleştiren yayın organları kapatılıyor.

– Muhalefetin bastırılması: Bu dönem içerisinde II. Abdülhamid yönetimini sorgulamak ve eleştirmek yasaklanıyor.

– Jurnalcilik sistemi: Halk arasına karışan hafiye ordusunun, topladığı bilgileri padişaha rapor ederek toplumsal kontrol sağlamaya çalıştığı bir dönem olarak ifade ediliyor.

– Panislamizm politikası: Batı karşısında güç kazanmak amacıyla “ümmetçilik” düşüncesi öne çıkarılıyor ve İslam ülkeleri arasında siyasi birlik kurulması hedefleniyor.

– Modernleşme adımları: Baskıcı yönetim anlayışına rağmen eğitim, ulaşım (özellikle demiryolları), sağlık ve iletişim alanlarında modernleşme hamlelerinin yapıldığı öne sürülüyor.

İSTİBDAT DÖNEMİ GELİŞMELERİ NELERDİR?

İstibdat yıllarında yalnızca siyasal alanda değil, ekonomi, basın, eğitim ve sağlık gibi birçok sahada da yenilikler gerçekleştiriliyor. Bu dönemden kısa bir süre önce, Ahmet Cevdet Paşa’nın öncülüğünde “Mecelle-i Ahlak-ı Adliye” hazırlanıyor. Onun kızı Fatma Aliye, Osmanlı’da kadınlara yönelik ilk dergi olan “Terakki Muhaderat”ı yayımlıyor. Bu dergideki yazılar daha sonra “Hayattan Sahneler” adlı eserde toplanarak bir araya getiriliyor. Aynı yıllarda Halide Edip Adıvar da aktif olarak çalışmalar yürütüyor ve bu süreçte “Demet” isimli bir başka kadın dergisi yayın hayatına başlıyor.

Yaklaşık otuz yıl süren İstibdat Dönemi’nde eğitim alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu süreçte yaklaşık 350 rüştiye (ortaokul) açılıyor. Sayısı yalnızca beş olan lise düzeyindeki okullar ise 100’ün üzerine ulaşıyor. Sağlık alanında da dikkat çekici adımlar atılıyor ve 1899’da İstanbul’un Şişli semtinde Osmanlı’nın ilk çocuk hastanesi olan Hamidiye Etfal Hastanesi kuruluyor.

Ekonomiyi toparlamak için ise Duyun-ı Umumiye kurumu devreye sokuluyor. Osmanlı’nın iç ve dış borçlarını denetlemek amacıyla kurulan bu kurum, beklentilerin aksine mali yapıyı düzeltemiyor. Bunun temel nedenleri arasında Osmanlı’nın girdiği savaşları kaybetmesi ve sürekli toprak kaybına uğraması yer alıyor.

Sonunda, 24 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle birlikte İstibdat Dönemi son buluyor.