Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada, cumhuriyet savcısını tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in de aralarında bulunduğu tutuklu 6 sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
“Yenidoğan Çetesi” davasını açan savcının ölümle tehdit edilmesine ilişkin 13 sanığa dava
Müşteki cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’in de katıldığı duruşmanın yapıldığı salonda, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
‘YAVUZ BENİ TUTUKLATTIN, YAKTIN’ DİYE BAĞIRDI!
Habertürk’te yer alan habere göre, tutuklu sanık Aylin Aslantatar duruşma salonuna getirildiğinde, “Yavuz beni tutuklattın, yaktın. Adalet bir gün tecelli edecek. Ne mutlu Türk’üm diyene” şeklinde bağırdı.
‘ŞOV YAPARAK GÖZALTINA ALDI’
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Mustafa Kemal Zengin, dosyanın sanığı değil mağduru olduğunu iddia ederek, “Ben tutuklandığımda Yavuz Engin bizi şov yaparak gözaltına aldı ve basına bizi servis etti” dedi. Zengin, “Malatya doğumluyum, ben bu dosyanın sanığı değil, mağduruyum. Yavuz Çelik’i 15-20 yıldır tanıyorum, sevilen biridir, arkadaşımdır. Aylin Arslantatar’ı ise avukat olması nedeniyle tanıyorum. Diğer sanıkları tanımıyorum” dedi.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Zengin, gözaltı sürecini anlatarak, “Geçen sene 11 Ekim’de evimde gözaltına alındım, 14 Ekim’de tutuklandım. Arkadaşım Yavuz Çelik bana bir arkadaşının tutuklandığını söyledi ve iyi bir ceza avukatı aradığını belirtti. Ben de Aylin Arslantatar’ı aradım. Ancak Arslantatar, dosyayı inceledikten sonra savcının yakın arkadaşı olduğunu söyleyip davayı alamayacağını belirtti” ifadelerini kullandı.
‘YENİDOĞAN ÇETESİYLE İLGİLİ BİLGİ EDİNDİM’
Zengin, araştırmaları sırasında “Yenidoğan çetesi” olarak anılan olayla karşılaştığını belirterek, “Hastane çevremden edindiğim bilgilere göre bazı doktorların yoğun bakım ünitelerini kiralayarak uygunsuz işlemler yaptığını duydum. Ancak tutuklananların hastane sahipleri değil, sağlık çalışanları olduğunu görünce şaşırdım” dedi.
‘SAVCIDAN UZAK DURMASINI SÖYLEDİM’
Zengin, Aylin Arslantatar’a bu süreçte uyarılarda bulunduğunu belirterek, “Ona savcıdan uzak durmasını söyledim. Bu olayda pis kokular geldiğini ifade ettim. İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu skandaldan habersiz olması dikkat çekiciydi” diye konuştu. Zengin, İngiltere’de bir heyetle yaptığı görüşmeden de söz ederek, “Türkiye’ye fon sağlamak isteyen bir heyetle görüştüm. Orada, sağlık skandallarında sorumluluğun hastane sahiplerine değil, hemşirelere yüklendiğini anlattım. Toplantıda Aylin Arslantatar da vardı” dedi.
‘AYLİN’İN ISRARIYLA GİTTİM’
Sanık Zengin, müşteki savcı Yavuz Engin’le olan görüşmeyi şöyle anlattı: “Arslantatar, savcı Engin’in kendisine gece geç saatlerde mesaj attığını ve görüşmek istediğini söyledi. Başta gitmek istemedim ama Arslantatar’ın ısrarı üzerine birlikte gittik. Savcıya, ‘Ben olaya müdahil olmaya gelmedim’ dedim. Ancak basına yansıyan şekilde bir durum yaşanmadı.”
Zengin, hakkındaki suçlamaları reddederek, “Kesinlikle öldürmeye teşebbüs yoktur. Savcı beyin özel hayatına ilişkin bir durum da söz konusu değildir. Kimseden bilgi talep etmedim, kimseye zarar verme niyetim yoktu” dedi.
SAVCI ENGİN’DEN TEPKİ: ‘DEVLET KUMPAS KURMAZ’
Gazeteci Emrullah Erdinç’in aktardığına göre, duruşmada, Mustafa Kemal Zengin, savunmasında “Savcı kumpas kurdu” deyince salonun tansiyonu bir anda yükseldi. Savcı Engin, Zengin’in sözlerine tepki göstererek, “Devlet kumpas kurmaz, haddini bil!” dedi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in, yürüttüğü bir soruşturma dosyasında tutuklu bulunan avukat Tuğçe Toptemel’in tahliye edilmesi için tehdit edildiği yönünde başsavcılığa yazılı müracaatta bulunduğu belirtiliyor.
Bunun üzerine başlanan soruşturmada, savcı Engin’e yönelik suikast eylemi hazırlığında olan bir örgütün tespit edildiği anlatılan iddianamede, örgütün her türlü imkanının bulunduğu, kamu kurum ve kuruluşlarıyla irtibatlı olduğu kaydediliyor.
İddianamede, kamu görevlilerinden ve özel şirketlerde çalışan üyelerinden teknik bilgi ile destek alabilen, tabanca ve diğer ateşli silahları bulundurabilen suç örgütüne ilişkin “silahlı hafiyelik örgütü” değerlendirmesi yapılıyor.
Örgüt üyelerinin genellikle Telegram ve Whatsapp uygulamaları üzerinden iletişime geçtikleri tespitine yer verilen iddianamede, dijital materyal incelemesi sonucunda, sanıkların birbirlerinin cep telefonu numaralarını ve geriye dönük konuşma ve görüşme kayıtlarını sildiklerinin belirlendiği aktarılıyor.
İddianamede, kendisini emekli müsteşar olarak tanıtan suç örgütünün elebaşı Mustafa Kemal Zengin’in, tutuklu Tuğçe Toptemel’in serbest bırakılması maksadıyla cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’in tehdit edilmesi olayını organize ettiği ifade ediliyor.
Avukat Aylin Arslantatar’ın örgütün hukuki konularla ilgili yöneticisi olduğu öne sürülen iddianamede, örgüt yöneticisi olarak gösterilen Gökhan Güler’in ise maddi menfaat sağlamak maksadıyla cezaevinde tutuklu bulunan sanıkların usulsüz şekilde tahliye edilebilmesi için çalışmalar yaptığı, tahliye ettirdiği sanıklardan menfaat elde ederek suç örgütüne maddi gelir sağladığı vurgulanıyor.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, elebaşı Mustafa Kemal Zengin ile örgüt yöneticileri Aylin Arslantatar ve Gökhan Güler hakkında “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs”, “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak”, “yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs”, “var olan ya da varsayılan suç örgütlerinin isimlerini kullanarak birden fazla kişiyle birlikte tehdit”, “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’na muhalefet”, “ruhsatsız silah taşıma ya da bulundurma”, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçlarından toplam 48’er yıldan 100 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Örgüt üyeleri Baki Çelik, Yavuz Çelik, Zeynep Kaman, Muhammed Emin Orhan ile kamu görevlisi olan sanıklar T.A, M.D, M.B, M.E.Y, İ.K. ve M.G’nin ise “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak”, “yargı görevini yapanı etkileme”, “özel hayatın gizliliğini ihlal etmek”, “suç örgütlerinin isimlerini kullanarak birden fazla kişiyle tehditte bulunmak”, “istihbarat faaliyetiyle ilgili bilgi ve belgeleri elde etmek”, “kişisel bilgileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak”, “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” ve “örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçlarından değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları isteniyor.