Mermer ocağı sahasında antik döneme ait yapı kalıntıları bulundu!

YUSUF YAVUZ / VERYANSIN TV

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Gökçeyazı Mahallesi sınırlarında açılması planlanan mermer ocağı için geçtiğimiz yıl Antalya Valiliği’nce ÇED Gerekli Değildir Kararı verildi. Orta Likya olarak anılan ve kültürel miras açısından zengin olduğu bilinen bölgede yer alan 95,5 hektarlık ruhsat sahasında mermer ocağı açmak isteyen Ankara merkezli Kentaş Madencilik şirketinin projesi için kamu kurumlarından görüş alındı. Koruma Bölge Kurulu, 2023’de alanda tescilli kültür varlığı bulunmadığı yönünde görüş bildirirken, ÇED kararıyla ilgili açılan davanın keşif gününde proje alanında arkeolojik kalıntılar tespit edildi. Kalıntılar, Kurul kararıyla tescil edilerek koruma altına alınırken, maden şirketinin dava sonuçlanmadan proje sahasına iş makinelerini sokarak çalışma başlatmak istemesi tepki çekti. Davacı Kaş Çevre ve Kültür Derneği ilçe Kaymakamlığına başvurarak maden şirketinin çalışma izin belgelerini istedi.

Kaş’a bağlı Gökçeyazı köyü sınırlarındaki orman arazisinde açılmak istenen mermer ocağı için Antalya Valiliği geçtiğimiz yıl ÇED Gerekli Değildir kararı verdi. Demre Çayı Vadisinin batısında yer alan ruhsat sahasının büyüklüğü 95,5 hektardan oluşuyor. Ankara merkezli Kentaş Madencilik Sanayi AŞ tarafından ilk etapta ruhsat sahasının dörtte birlik kısmında mermer ocağı işletmesi açılması planlanıyor.

Arazide bulunan antik dönem yapı kalıntıları ve işlikler tescil edildi

BOZULMAMIŞ EKOSİSTEMİ YOK EDECEK PROJE YARGIYA TAŞINDI

Kasım 2024’de verilen ÇED kararının iptali için köylüler ile Kaş Çevre ve Kültür Derneği dava açtı. Zeytincilik, arıcılık ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile geçimini sağlayan köylülerin üretim alanlarını tehdit eden mermer ocağı projesinin, bozulmamış maki ekosistemini de yok edeceği belirtildi.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

KEŞİF SIRASINDA ANTİK DÖNEME AİT YAPI KALINTILARI TESPİT EDİLDİ

Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin baktığı davada, alanında uzman bilirkişiler tarafından proje sahasında keşif yapıldı. 30 Mayıs 2025 tarihinde yapılan bilirkişi keşfine, Arkeolog, Maden Y. Mühendisi, Çevre Y. Mühendisi, Orman Y. Mühendisi, Jeoloji Y. Mühendisi, Ziraat Y. Mühendisi ile Harita ve Kadastro Y. Mühendisi gibi uzmanlardan uluşan isimler katıldı. Jandarma gözetiminde yapılan keşif sırasında mermer ocağı açılmak istenen arazide antik döneme ait olduğu belirtilen yapı kalıntıları tespit edildi.

Proje sahasında sandal ağaçları da yer alıyor

KORUMA KURULU 2023’DE ‘KALINTI YOK’ GÖRÜŞÜ VERMİŞTİ

Mermer ocağı için hazırlanan Proje Tanıtım Dosyasında (ÇED raporu) kurum görüşleri alınmış, alanda herhangi bir kültür varlığına rastlanmadığı belirtilmişti. Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün mermer ocağı projesi için verdiği 10 Ekim 2023 tarihli kurum görüşünde, “İR:202300417 ruhsat numaralı maden ocağı sahasında talep edilen 24,48 hektarlık alan ve çevresinin; engebeli, kayalık ve ormanlık alan içerisinde yer aldığı, incelenebilen kısımlarında 2863 sayılı yasa kapsamına giren herhangi bir Taşınır-Taşınmaz Kültür Varlığına rastlanılmadığı ve bu alanda tescil edilmiş Arkeolojik, Kentsel, Tarihi Sit Alanı ya da Koruma Alanı bulunmadığının tespit edildiği uzman raporunda belirtildiğinden, ilgi yazı ekinde koordinatları verilen alanda çalışma yapılmasında Müdürlüğümüzce sakınca bulunmamaktadır” ifadelerine yer verilmişti.

KALINTILARIN OLDUĞU ALANLAR ARKEOLOJİK SİT İLAN EDİLDİ

Mahkemenin atadığı bilirkişi heyetinde bulunan Arkeolog tarafından proje sahasında, antik döneme ait yapı kalıntıları, sarnıçlar, işlikler ve tarım duvarları ile seramik parçaları tespit edildi. 2863 sayılı Kanunun 3. ve 6. maddelerinde tanımlanan nitelikleri taşıdığı belirlenen kültür varlıkları, Antalya Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil edilerek koruma altına alındı. Kalıntıların olduğu 5 ayrı alan 1. Derece arkeolojik sit, bu alanları çevreleyen daha geniş bir bölge ise 3. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildi.

Yargı süreci devam ederken bilirkişi raporunun arazinin bütüncül olarak korunması yönünde görüş bildirmesine rağmen maden şirketi alana iş maklinelerini soktu

‘ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜN BOZULMASI KAYIPLARA YOL AÇACAK’

Mermer ocağı açılmak istenen orman arazisindeki incelemenin ardından bilirkişi heyetince hazırlanan rapor, 30 Haziran 2025 tarihinde Mahkemeye sunuldu. Raporda, proje sahasının tamamına yakınının orman alanı olduğu belirtilerek, herhangi bir koruma statüsü olmamasına karşın, “korunması gereken önemli doğal yapısı bozulmamış maki ekosistemlerden olduğu belirlenmiştir. Mevcut bitki örtüsünün ortadan kaldırılması durumunda onlarca yılda oluşan ekosistemin sonlandırılacağı, habitatın tahrip edileceği ve gelecekte yerine tekrar konulamayacağı açıktır. Orman bütünlüğünün bozulması ve habitat parçalanması biyolojik çeşitlilik bakımından geri kazanılamayacak kayıplara yol açacaktır” görüşüne yer verildi.

‘DOĞAL YAPININ KORUNMASINDA YÜKSEK KAMU YARARI VAR’

Proje alanının bulunduğu orman arazisinin arıcılık bakımından uygun bir bölge olduğuna vurgu yapılan bilirkişi raporunda, şöyle denildi:

ÇED alanının madencilik faaliyetine konu olması durumunda orman bütünlüğünü bozacağı, arazinin topoğrafik yapısının değişeceği, havzada ekosistemi olumsuz yönde etkileyeceği, flora ve fauna bakımından bozulmalara ve kayıplara neden olacağı, habitatın tahrip olacağı açıktır. Ormanlar gördükleri işlevler ve ülkeye sunduğu hizmetler açısından ‘üstün kamu yararı’ niteliği bulunan ve öncelikle bu yönleriyle toplumun hizmetinde kullanılması gereken kaynaklar arasındadır. Bu kapsamda izin talep edilen alanda ve çevresinde bakir ve doğal orman alanları olması alanda kamu yararının yüksek olduğunu ve mevcut haliyle korunması gerektiğini göstermektedir.”

EKONOMİK KAZANIMLAR, ZARARI KARŞILAMAYA YETECEK Mİ?

Zeytincilik, arıcılık ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan alanın olduğu gibi korunmasında üstün kamu yararı bulunduğu belirtilen bilirkişi raporunda, Proje Tanıtım Dosyasının ekonomik değerlendirme kısımlarının da son derece yetersiz olduğuna dikkat çekilerek, “yaratılacak ekonomik kazanımların çevreye verilecek zararlara katlanılmaya değip değmeyeceği hususunun net olarak ortaya konmamış olması, sahada oluşacak görüntü kirliliğinin geniş bir panoramadan izlenebileceği, nedenleriyle sahanın doğal haliyle korunmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır” ifadelerine yer verildi.

‘LİKYA KIRSALINDA SIK RASTLANAN ÇİFTLİK YERLEŞİMLERİ’

Taşınmaz kültür varlıklarına yönelik bulgulara da yer verilen raporda, proje sahasında tespit edilen kalıntıların Likya Bölgesi kırsalında sıkça rastlanan çiftlik yerleşimine işaret ettiği belirtilerek, “Davaya konu alan ve/veya yakın çevresinde somut kültür varlığı izleri tespit edilmiş olması, proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilerle ve belirlemeler arasında uyumsuzluklar olduğu görüşünü oluşturmuştur. Davaya konu alanda keşif günü tespiti yapılmış olan taşınmaz kültür varlığı niteliğine sahip buluntuların madencilik faaliyeti ile olumsuz etkiye maruz kalacağı değerlendirilmiştir” denildi.

Geçtiğimiz Ocak ayında Gökçeyazı köyünde mermer ocağına karşı yapılan eylemden bir kare

YARGI KARARI BEKLENİRKEN ALANA İŞ MAKİNELERİNİ SOKTULAR

Davacılar Mahkemeden gelecek kararı beklerken, maden şirketinin geçtiğimiz hafta proje sahasına iş makinelerini sokarak çalışma başlatması tepkiyle karşılandı. Davacılar önce şirket yetkilileriyle görüşerek çalışmalara başlamak için yargı sürecinin tamamlanması gerektiğini dile getirdi. Şirket yetkilileri ise bütün belgelerinin tamam olduğunu öne sürerek çalışmaya başlamak için bir engel olmadığını savundu. Bunun üzerine davacılardan Kaş Çevre ve Kültür Derneği Kaş Kaymakamlığı’na yazılı başvuru yaparak ilgili mermer ocağıyla ilgili çalışma izin belgelerini talep etti. Mahkemenin atadığı bilirkişi heyetinin görüş birliğine vararak orman arazisinin olduğu gibi korunmasında üstün kamu yararı olduğunu belirtmesine rağmen yargı kararı çıkmadan sahaya iş makinesi sokarak çalışma başlatan maden şirketi yerel halkın tepkisini çekti. Davacılar, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açılmadan çalışmaların durdurulmasını talep ediyor.

İlgili arşiv haber için: