TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, medya temsilcileriyle bir araya geldi ve bölücü açılım süreciyle ilgili soruları yanıtladı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Habertürk’te yer alan habere göre Kurtulmuş, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin komisyonun Öcalan’ı dinlemesine yönelik çağrısıyla gündeme gelen tartışmalar hakkında “İmralı’ya bir heyet gönderilmesi konusu geçmişte de gündeme geldi. Bu, Türkiye’nin mevcut yasal düzenlemeleri içinde mümkün olan bir uygulamadır. Eğer Meclis ve siyasi partiler bu konuda mutabakata varırsa, yasal çerçevede böyle bir görüşme yapılabilir. İmralı bir ceza ve infaz kurumudur. Daha önce de milletvekilleri orada görüşmeler yapmıştır. Bu, olağanüstü bir durum değil, yasal sistemin doğal bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTÇE İFADEDEN RAHATSIZLIK DUYULMASI YANLIŞ BİR ZİHNİYETTİR’
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu mesele, Türklerle Kürtler arasında bir barış süreci değil; bir terör örgütünün tasfiye sürecidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün vatandaşlarının eşitliğini esas alır. Kürt’ün kimliğiyle, diliyle, kültürüyle devletin hiçbir sorunu yoktur. Ama terörle, silahla, bölücülükle mücadele devletin görevidir. Diyarbakır’da yaptığım konuşmada da belirttim: Devletin Kürt halkıyla hiçbir sorunu yoktur; hepimiz eşit, özgür yurttaşlarız. İnsanların kendi kültürlerini, dillerini yaşatmaları en doğal haklarıdır. Anadili, ana sütü kadar helaldir; fakat anadil üzerinden ayrılıkçılık yapmak haramdır. Türkiye’nin resmi dili Türkçedir, ama her kültür kendini özgürce ifade edebilir. Meclis sitesinde konuşmamın Kürtçe bir cümlesi yayımlandı. İngilizce, Fransızca, Almanca yayınlardan rahatsız olmayan bazı çevrelerin Kürtçe ifadeden rahatsızlık duyması yanlış bir zihniyettir.”
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Kurtulmuş’a iletilen sorular ve yanıtları u şekilde:
– Sürecin zehirlenme girişimleri var, ne düşünüyorsunuz?
Bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir hayat memat meselesidir. Kimseye prim verilmeden, ülkenin bütünlüğünü koruyarak bu hedefe ulaşmak zorundayız. Bu bir siyasi seçenek değil, zorunluluktur.
– İmralı’ya heyet gönderilecek mi?
Bu konu daha önce de gündeme geldi. Komisyon böyle bir karar alırsa, geçmiş uygulamaların devamı niteliğinde olabilir. Bu, yasal çerçevede yapılırsa yeni bir şey olmaz.
– Öcalan’ın Meclis’e gelmesi ya da DEM grubuna başkanlık etmesi mümkün mü?
Hayır, bu kesinlikle gündemimizde yok. Böyle bir konu Meclis’in veya komisyonun gündeminde bulunmamaktadır.
– Diyarbakır’da Öcalan’ın fotoğraflarının taşınması ve sloganlar atılması süreci sabote etme girişimi değil mi?
Açık söylüyorum; bu olay açık bir provokasyondur. Biz herkesin hukukunu koruyarak bu süreci tamamlamaya çalışıyoruz. Devletin Kürt kimliğiyle hiçbir sorunu yoktur. O provokatif eylemleri gerçekleştiren kişiler de tutuklanmıştır.
– Milli Güvenlik Kurulu, MİT ve İçişleri Bakanlığı’nın süreçteki rolü nedir?
Bu kurumlar süreci teknik olarak yürütmektedir. Komisyon olarak biz süreci izliyor, raporluyor ve Meclis’e sunuyoruz. Operasyonel bir görevimiz yok. Yürütme organları bu konuyu yasal sınırlar içinde yönetiyor.
‘BANA KALSA YARIN SABAH BİTİRİRİM’
– Sürecin tamamlanması ne kadar sürecek?
Bana kalsa yarın sabah bitiririm. Zaten raporumuzun hazırlanması konusunda bütün partiler bilgilendirildi. Bazı partilerin kendi iç görüşmeleri var ama biz mümkün olan en kısa sürede raporu tamamlamak istiyoruz.
– Geçmiş “çözüm süreci” ile bugünkü süreç arasında farklar nelerdir?
O dönemin neredeyse her gününü bilen biriyim. O süreçte devlet adına bu işi yürüten kurumların çoğu FETÖ’nün etkisi altındaydı. Oslo görüşmelerinin sızdırılmasından, Fransa’daki infazlara kadar tüm sabotajlar bunun sonucudur. Şimdi ise süreç tamamen siyasi iradenin kontrolündedir. Artık hiçbir kurum, siyasi iradenin dışında hareket etmiyor. Siyaset, farklı görüşlere rağmen bu sorunun çözümünde birleşmiştir.
– Sürecin sonunda Türkiye’yi ne bekliyor?
“Çok yol alındı, az kaldı. Bu sefer mutlaka başaracağız. İlk defa siyasetin tüm kanatları bu konuda ortak bir hedefte birleşti.
– Bu kez neden başarılacak?
Çünkü artık hem içeride hem dışarıda şartlar farklı. Bölge ülkeleri Türkiye’yi dışlayarak çözüm bulamayacaklarını biliyorlar. Artık Türkiye olmadan bu coğrafyada hiçbir denge kurulamaz.
Terör örgütü maksimalist taleplerle gelmiyor. Federasyon veya işte ikinci bir dil gibi talep yok, bu da önemli. Bu bir Türkiye modelidir. Perşembe günü İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve MİT Başkanı gelip komisyonda bilgi verecek.”