Özgür Özel’den ‘EspressoLab’ açıklaması: ‘Karımızı aktaralım bir yere’ dediler

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Ekrem İmamoğlu’nun özgürlüğü ve erken seçim talebiyle başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” miting serisinin Sarıyer Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen 62’ncisinde konuştu.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Özel, EspressoLab’i boykot listesinden çıkarma gerekçelerine ilişkin, “Aylar süren görüşmelerden sonra, o şirket, kampüslerdeki karımızı aktaralım bir yere dediler. Bunu partimize alacak halimiz yok. 19 Mart darbesinin mağdur ettikleri var, bursu kesilen gençlere burs, yurttan atılan gençlere yurt, mağdur kimse oraya aktaracağız dedik ve geçen hafta ilan ettik. Hazmedemiyor adamlar.” dedi.

ANKA’nın haberine göre Özel, şunları söyledi:

“Türkiye’de büyük bir barınma krizi var. Eğer milli piyango çıkmayacaksa ya da bir yerden miras kalmayacaksa çalışarak ev almak mümkün değil. AK Parti’nin kara düzeni maalesef bizi bu hale getirdi. Geçmişte daha üç yıl önce vatandaşa anahtar vadeden Erdoğan’ın rejimi diyor ki, ‘Biz size kirayla sosyal konut vereceğiz’. Bu hiç yanlış bir şey değil. Bu CHP’nin düşük gelir seviyesindeki ve hiçbir zaman ev alamayacak durumdaki vatandaşlar için sosyal konut projesidir. Ama piyasadaki fiyatlarla kira değil, hiç ödemeyene onun da devlet tarafından karşılanacağı, kiralara devletin destekleme yapacağı, belli bir süreyi dolduranların da kiracı diye oturduğu evin, eninde sonunda tapusunu da alacağı dört dörtlük bir sistemi var CHP’nin. Beyefendi duymuş bunu, aklınca ön alıyor. 100 bin konut projesi ne oldu? Deprem konutuna saydılar. Deprem bölgesine bir yılda 622 bin konut dedi, üç yıl geçti bu yılın sonunda 250 bine tamamlayacak ya da 300 bine, sözünü tuttum sayıyor. Oysa bir yılda yapacağım demişti. Millete sürekli konut hayaliyle peşinat yatırttırmalar, kuralar, dünya kadar TOKİ mağduru varken şimdi yeni bir hayali satıyorlar. Buradan ev ve araba hayali bile kuramayan gençlerin hayallerini çaldılar, bu ülkenin bütün insanlarına şunu söylüyorum. Hemen değil ama elbette, bu ülkede isteyen herkesin işine kavuşabileceği, işi olmayanların temel vatandaşlık geliriyle yoksulluktan kurtulacakları, insanların ilk bir yıl asgari ücret alıp, hızla o düşük ücretten kurtulacakları, çalışarak, biriktirerek konut sahibi olabilecekleri, sosyal konutların herkese tahsis edileceği, barınma sorununun çözüleceği, haktan yana hukuktan yana, eşitlikten yana bir iktidarın yürüyüşünü yapıyoruz hep birlikte.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

PARTİ PROGRAMINDA SON DURUM

Genel Sekreterimizin koordinatörlüğünde bir yıldır parti programı çalıştık. 600 akademisyen, 200 gençle, örgüt temsilcileriyle son şekli verildi. Önümüzdeki ay yapılacak kurultayımızla resmileşecek ve politika belgelerine dönüşecek. Otobüsün üstünde Özgür Özel’den de kapınızı çalan mahalle temsilcisinden de ekonomik krizin yakıcılığını değil, nasıl çözüleceğini, sorunlara hangi çözümlerin üretileceğini, emeğin karşılığını nasıl alacağını, çiftçinin ürününün nasıl para edeceğini, pazar yerindeki yangının nasıl söndürüleceğini CHP’den dinleyeceksiniz. İktidar yürüyüşümüz, emin, kararlı, hızlı adımlarla başladı, hep birlikte yürümeye devam edeceğiz.

‘ANT İÇTİK’

AK Parti gelince lojmanlara savaş açmıştı. Ne kadar lojman varsa kurumların elinde sattılar, elden çıkardılar, özelleştirdiler. Çalışanları bir büyük konut sorunuyla karşı karşıya bıraktılar. Türkiye’de iki yönlü lojman sorunu var. 8 aylık lojman giderimiz 550 milyon TL’ye çıkmış. Lojman var mı? Vallahi infaz koruma memuruna yok. Türkiye’de beş infaz koruma memurundan birine lojman var. Lojman meselesini başta infaz koruma memurları devletin memurları ve işçileri için, emekçiler için kademe kademe hızla çözeceğiz. En büyük haksızlığa uğrayanlardan biri infaz koruma memurları, CHP iktidarında ilk dönem tamamlanmadan lojmanda kalmayan bir infaz koruma memuru kalmayacak. Bunun müjdesini veriyorum. Geçmişte FETÖ’nün kudretli bir başsavcısı vardı, Zekeriya Öz. Ergenekon diyordu, Balyoz diyordu ne kadar vatansever varsa doğruyordu. O zaman tuğla gibi iddianameler yazıyordu. Darbe gecesi ya da hemen öncesi sınırı geçti, sıçan gibi kaçtı. Biliyorsunuz buna Sayın Erdoğan, zırhlı Mercedes makam arabası vermişti. Bugün bir savcı için Sarıyer’de, deniz gören yerde, sadece tadilatına 52 milyon TL harcandı. Mesele bu kadar yokluk varken bu parayı çarçur etmekten ziyade, bu işleri yaptırmak için size bir Zekeriya Öz lazım. Bugün bu kumpası kurdurmak için diğer savcılar düz dairede otururken, birisine sadece 52 milyon TL tadilat yapılacak villa lazım. O kadar yanlış işi ancak bu kadar büyük rüşvetle yaptırabilirsin. Biz tarihin en zor döneminde bu kadar ağır bir saldırı altında partimiz. Türkiye’nin iktidar değiştirme umudunun en güçlü olduğu yerde, dünyanın en bilinen metropolünde, üç seçim üst üste seçilmiş belediye başkanına, geleceğin cumhurbaşkanına, geleceğin iktidarına darbe yapanlara karşı meydan meydan direnmeye ve bu savaşı kazanmaya ant içtik biz, ant içtik.

ESPRESSOLAB’İN BOYKOT LİSTESİNDEN ÇIKARTILMASI

19 Mart sürecinde meydanı görmeyenleri biz de görmüyoruz deyip boykot listesi ilan etmiştik. O listeye üniversite kampüslerinden öğrencilerin rahatsız olduğu bir kahve şirketini dahil etmiştik. Aylar süren görüşmelerden sonra, o şirket, kampüslerdeki karımızı aktaralım bir yere dediler. Bunu partimize alacak halimiz yok. 19 Mart darbesinin mağdur ettikleri var, bursu kesilen gençlere burs, yurttan atılan gençlere yurt, mağdur kimse oraya aktaracağız dedik ve geçen hafta ilan ettik. Hazmedemiyor adamlar. Eğer bir kör kuruş bizeyse, Allah bin kere benim belamı versin. Bu kadar gerçek bir durum varken bu iftirayı atanları da milletin vicdanına havale ediyorum, yazıklar olsun. Bir iş yaptık, sonuç aldık, hazmedemiyorlar. CHP’nin esas meselesi Saraçhane’yi görmeyen, göstermeyen, bu meydanlara şaşı bakan iktidar yandaşları ile güya merkez medyadaki ama bu meydandan parayı kazanıp saraya hizmet edenlereydi. Onlardan bir tanesi de NTV. Sarıyer’de. Bu NTV, meydanı görmedi, biz de boykota karar verdik. Şimdi reytingleri 0,43 olmuş. Emeğinize, elinize sağlık. Sarıyer mitingini NTV’nin önünde yapacaktık da, çalışanlara hürmetten, ailelere saygıdan, emeğe saygıdan mitingi burada yaptık. Ama bu NTV, Nusret diye lokantada eti, içeceği bize satıyor, Günaydın’da Mezzaluna’da parayı bizden kazanıyor. Volkswagen, Audi, Skoda, Seat’ları bizim seçmenlere satıyor. Hizmeti saraya yapıyor. Bu NTV’nin bütün lokantalarını, bütün araçlarını ve bütün televizyonlarını sonuna kadar protesto etmeye devam. Boykot etmek başka, emekçiye kötü davranmak başka. Yönetim anlayışını boykot ediyoruz, kameramanına, muhabirine sonuna kadar sahip çıkıyoruz, saygı duyuyoruz. CHP, böyle bir partidir.

ERDOĞAN’A ‘YAŞ’ ELEŞTİRİSİ

Bugün ülkeyi yönetenlerin ruhu 1990’larda kalmış. Bugün ülkeyi yönetenler eski sürüm siyasetçiler. Bakın o zaman Beyaz Toroslar vardı, şimdi orada AK Torosların başı oturuyor. Sokak ortasında işlenen cinayetler oluyordu, Ankara’nın, İstanbul’un ortasında cinayetler işleniyor. Ekonomik kriz, siyasi kriz, yargı krizi, 1990’ların çok daha ilerisinde. Zengini kollayan, fakiri ezen bir düzen bu ülkede bu topraklarda hiç olmadığı kadar acımasız. Çünkü onlar bu düzene alışmışlar, akılları sıra vatandaşı da alıştırmışlar. Bu düzenin değişmesini istemiyorlar. Karşımızda dünyanın da başında büyük dert, 78 yaşındaki Trump, kendinden iki yaş büyük Biden’ı ‘yaşlısın’ diye diye yendi. Bugün Erdoğan, rahmetli Erbakan’a ‘Yaş 70 iş bitmiş’ diyordu. Karaoğlan Ecevit’e, ‘Ölünce mi bırakacaksın be adam’ diyordu. Şimdi Erdoğan ve belli yaşın üstündekilerin akran dayanışması gençlerin umutlarını köreltiyor. Belli bir yaşa gelmiş, muhakeme yeteneğini kaybetmiş, sinirlenmiş, yanında etrafında yola çıktığı kimse kalmamış, yanlışını söyleyemedikleri, devamlı milletin sırtından ağır vergilerle inmeyen, emeği sömürten… Boeing alacak, THY karar vereceğine, Trump’a veriyor. Gaz alacak, pahalısını Trump’tan alıyor. Nadir elementlerin pazarlığını Oval Ofis’te yapıyor. Bu anlayış, artık bu ülkeye bırakın kazandırmayı ısrarla kaybettiriyor. Bunun için biz bu anlayışa karşı genç kadrolarımızla, her yaştan genç, Türkiye’nin yarınlarına inanan seçmenlerimizle büyük bir mücadeleyi hep beraber veriyoruz.

‘HAFTAYA ÇARŞAMBA BÜYÜK BİR REZALETİ AÇIKLAYACAĞIZ’

31 Mart seçimlerinde önemli mücadelelerden bir tanesini Arnavutköy’de verdik. Arnavutköy, CHP’nin en zayıf olduğu yerlerden biriydi, küçük bir farkla seçimi kaybettik. Arnavutköy, Kanal İstanbul rezaletinin yaşandığı ilçelerden biri. Orada gelecek hafta konuşacağımız, neler yaptığını bildiğimiz, bütün Türkiye’nin gözlerinin önüne haftaya çarşamba bu vakitlerde sereceğimiz büyük bir rezalet var. Buradan bütün İstanbul’u, AK Parti’nin kalesi diye bilinen ama demokrasinin kalesi olmaya bir seçim kalmış Arnavutköy’e bekliyorum. İstanbul’da 39 ilçenin 28’ini hedefledik, 26’sını kazandık. Parti başaracağına inanıyordu. Değişim partide gerçekleşti, eskisiyle yenisiyle omuz omuza başarıya koştuk. Adayımız Silivri’de olsa da, arkadaşlarımız hapis olsa da, İstanbul il binamıza, kongresine, il başkanımıza dava açılsa da, 5 bin polis saldırsa da, yargı operasyonu olsa da hep birlikte iktidara yürüyor muyuz? Bundan sonra kazanmaya alıştık, hep kazanacak mıyız, Türkiye’ye kazandıracak mıyız?”