Alperen İslamoğlu yazdı…
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
“Akla yatkın bir yön bulmamız lazım; aşk için, yaşamak için… yoksa bütün suç doğuştan gelen başıboş duygusallığımıza yıkılacak.” der Nihat Genç.
Bu çağın soylu, onurlu bir aydını, yazarı olarak; Türk Milleti’ne düşman güçlerin tayin ettiği tüm yollara karşı aklın, mantığın yolu olan gerçek Cumhuriyet fikrini ciğerlerindeki son nefese kadar acıyla haykırır ve Bizim De Günümüz Gelecek kitabında bu acıyı şu şekilde tarif eder.
“Acı, uzun vadede demlenip insanı bilge yapabilir ama acı aniden beyne kamyon gibi çarpınca deliriyorsun.”
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Nedir o kamyon gibi çarpan acı Nihat abi? dediğimizde, yine onun şu sözleri geliyor duyabilenlerin aklına:
“…Tarihte en çok ölüm görmüş bir nesiliz.
Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Lübnan’da, Filistin’de, Srebrenitsa’da, Çeçenistan’da, Ruanda’da…
Ve bunu bir sayıya döküyor, kanıksıyoruz.
Çünkü biz artık başka tür hevesleri olan, başka tür manyaklıkları olan psikopatlarız.
Akıl hastalarıyız, insan değiliz…”
Çocukların yaralı ve cansız bedenlerine bakamazken,
Soydaşlarımıza yapılan işkenceleri bile göremezken,
Caddelerimizde canlı bombalar ile doktorumuz, öğretmenlerimiz çocuklarımız şehit olurken…
TBMM’yi çocuklara armağan ederek Cumhuriyet’i bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk’e yine TBMM çatısı altında(!) “faşist, ayyaş, alçak” denilirken ses çıkaramayan akıl hastalarıyız.
PKK gibi ABD piyonu olan katil sürülerinin; dağlarda askerimizi, şehirlerde, Reyhanlı’da, Ankara’da, Beşiktaş’ta, Suruç’ta… bizzat BİZİ topluca öldürdüğünü, katlettiğini unutacak kadar akıl hastası!
Bu sessizlik neye mâl olacak?
O piyonlar dağdan inip siyasi bir statünün peşinde aramıza karışacaklar.
Hastanelerde yenidoğan çetesi olup bebekleri öldürmeye devam edecekler.
Barolarda, terör sempatizanlarını aklayacak ve anayasada üniter yapımıza kastedecekler.
Eğitimde, gelecek nesli dini kullanarak zehirleyip ulus bilincine karşı gelecek, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı, bölücü federatif sisteme uygun yeni bir kuşak yetiştirecekler.
Bu katliamların sorumlusuna “kurucu önder” denilecek. “Apo’nun oğluyum” diyen Sırrı’lar sempatikleştirilecek. “Sırtımızı PKK’ya yaslıyoruz” diyenlere “Atatürk’ün partisiyiz” diyenler sahip çıkacak. Gençliğin umudu olarak pazarlanan ve iktidarla birlikte DEM’e ‘ekrem’lenen tüm muhalefet, kurtuluşunu Türk milletinde değil NATO’da arayacak.
“Ya İstiklal Ya Ölüm!” sözü ile mücadele eden şanlı tarihimizi ve “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyen Atatürk’ü hiçe sayıp yeni bir milliyetçilik türü ile İsrail ve Amerika’yı koruyan “NATO Milliyetçiliği’ni” dayatacaklar. ZAFERin en İYİsi NATO’dur diyecekler.
Başıboş duygusal uyuşukluğumuzun kurbanı Türkiye Cumhuriyet’i olurken içerdeki ve dışardaki düşmanların eylemlerine güzel kılıflar hazırlamasına gerek kalmayacak.
İhanet aleni, apaçık, göz göre göre yapılıyor ve ölü toprağı altında kalan bir gençlik kamyon gibi çarpan acıyı artık hissetmiyor.
Ne olursa olsun günün sonunda insanlığın düştüğü noktada da olsak; umudu bu siyasi hokkabazlarda aramayan Cumhuriyetçi Vatanseverler olarak tüm bu hakaretlere boyun eğmeyeceğiz. Cumhuriyeti Yaşatacağız!
“Bu dünyada ne icat edilmişse ‘umutsuzlar’ yaptı; umutlular nasıl olsa Allah’ın suyu, biri bir bardağa koyar diye bekledi.” Nihat Genç
#SerkanÖzYalnızDeğildir